Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1215 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15830 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Hatay Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ :18.06.2010 NUMARASI :Esas no:2009/8 Karar no:2010/12Terekenin korumasına ilişkin önlem alınması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Cumhuriyet savcılığı, 4.8.2009 tarihinde vefat eden mirasbırakan U. Ö.. üzerinden çıkan menkul eşyaların, hak sahiplerine teslimi için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunmuş; sulh hukuk mahkemesi; terekede bulunan para ve menkul eşyaları muhafaza altına almış, mirasçıları çağırmış, mirasçılardan, mirasırakanın eşi, yasal mirasçıların tamamının mirası reddettiklerini belirterek, terekedeki eşyaları kabul etmediklerini bildirmiş ve mirasın reddine ilişkin karar sunmuştur. Bunun üzerine mahkeme; “yasal mirasçıların mirası reddettiklerini, bu durumda terekenin tasfiyesinin zorunlu olduğunu” belirterek, tereke mevcunun mirasta istihkak hakları saklı kalmak üzere Hazine'ye devrine, terekeden el çekilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermiş, kararı Hazine vekili temyiz etmiştir.İstek, mirasbırakanın üzerinde çıkan ve terekesinin bir bölümünü oluşturan menkul malların hak sahibi olan mirasçılara tam ve eksiksiz olarak geçirilmesini teminen gerekli korunma önlemlerinin alınmas??na ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 589. maddesine dayanmaktadır. Mirasbırakanın 4.8.2009 tarihinde vefat ettiği, eşi dahil en yakın yasal mirasçılarının tamamının mirası kayıtsız şartsız reddettikleri, Hatay Sulh Hukuk Mahkemesince 11.12.2009 tarihinde 2009/1408-1872 sayılı kararıyla reddin tespit ve tesciline karar verildiği görülmüştür. Mirasın reddi halinde reddeden mirasçılar, bu sıfatlarını mirasın açıldığı andan itibaren yitirirler ve en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. (TMK. m.612) Gerçekleşen bu hukuki duruma göre, ortada tereke malını teslim alabilecek bir mirasçı bulunmamakta ve “kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi bir tereke” bulunmaktadır. Böyle bir durumda terekenin bir bölümünü oluşturan menkul mallarla ilgili kendisinden koruma önlemi alınması talep edilen sulh hukuk mahkemesince yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 612. ve İcra İflas Kanununun 180. maddesi uyarınca terekenin tasfiyesine ilişkin mirasın açıldığı yer (TMK. m.576/1) sulh hukuk mahkemesinde açılmış veya res'en yürütülmekte olan bir davanın bulunup bulunmadığını araştırmak, tasfiye ile ilgili bir dava varsa, terekenin bir bölümünü teşkil eden menkul mallara ilişkin koruma tedbirine konu bu davayı, teslim edilecek bir hak sahibi bulunmadığına göre tasfiyenin yürütüldüğü dava ile birleştirmek; tasfiyeye ilişkin bir dava bulunmuyor ise ve o yer mirasbırakanın yerleşim yeri ise; terekenin yasal olarak iflas hükümlerine göre tasfiyesi gerektiğinden; mirasbırakana ait bu davadaki menkul mallar dışında başkaca menkul veya gayrimenkul mal bulunup bulunmadığını, hak ve alacakları ile varsa borçlarını araştırmak, bu suretle mirasın açıldığı andaki tereke durumunu, diğer bir ifade ile terekeyi oluşturan menkul ve gayrimenkul mallar ile hak ve alacaklar gibi aktif unsurları ve varsa pasifleri belirlemek, böylece tereke ile ilgili olası ihtilaflarda bir başvuru kaynağı oluşturmak, bunlar yapıldıktan sonra tasfiyeyi gerçekleştirmekten ibarettir. Bu yönde işlem yapılmadan, terekeden el çekilip, tereke mevcudunun Hazine'ye intikaline karar verilmesi doğru bulunmamış, Hazine'nin, açık yasa hükümlerine aykırı olarak alınan kararı temyizde hukuki yararı bulunduğundan hükmün yukarıda açıklanan sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.