Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1210 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10033 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın İptali -AlacakTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.02.2017 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı.... vekili Av.... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı .......geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacıların reddedilen davalarına yönelik temyiz itirazları yersizdir.2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davacı-karşı davalı, .... 1. İcra Müdürlüğünün 2007/692 esas sayılı dosyasında; davalılar ile aralarında düzenledikleri 16.09.2005 tarihli sözleşmede;.... dekorasyon şirketinde sahibi olduğu %50 hissesini davalılara yazılı sözleşme ile bıraktığını, sözleşmeye göre ...plakalı kamyonet ile... plakalı araçların davalılar tarafından davacıya devredileceğini, şirketin 3. kişilere devredilmesi halinde devir bedelinin 1/4'ünün kendisine ödeneceğini, kredi kartı borçlarının ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalı-davacıların sözleşme hükümlerini yerine getirmediklerini bu sebeple; sözleşmede kararlaştırılan araçların bedelleri, devri gereken araçların kendisi tarafından ödendiğini iddia ettiği vergilerinin bedeli, araçlar yönünden teslim edilmemeleri sebebiyle davalıların kullanımları karşılığı kira bedeli, şirketin devir bedelinin 1/4'ü, sözleşmede kararlaştırılan kredi kartlarının borçları ile sözleşmeden sonra davacı-davalılara verdiğini iddia ettiği 69.630.00 TL.'nin ödenmesi talepleriyle takip başlattığını, davalıların takibe yaptıkları itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek takibe yapılan haksız itirazın iptalini, % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı-davacılar, devri gereken araçların şirket envanterine kayıtlı olduğunu, anlaşmaya göre davacının yeni bir şirket kuracağını, bu şirketin devredilen şirketle işbirliği içinde çalışacağı kararlaştığı halde şirketin kurulmadığını, iki araç için davacıya toplam 25.700,00 TL verildiğini, şirketin .... Mobilya'nın mutfak bayiliğini yaptığını, şirketin 3. şahıslara devredilmediğini, halen gayri faal durumda olduğunu, bayilik sözleşmesinin iptalinden sonra ticari faaliyetini sürdürmesinin mümkün olmadığını, demirbaşların fatura ile.... T.AŞ'ne satıldığını, şirketin devrinin söz konusu olmadığı gibi borca batık şirketin taliplisinin de bulunmadığını, davacı-karşı davalının kredi kartlarının borçlarının fazlasıyla ödendiğini belirterek davanın reddini ve fazla ödenen toplam 9.208,08 TL.'nin dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıdan tahsiline ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir.Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı-davalıların .... 1. İcra Müdürlüğünün 2007/692 esas sayılı dosyasındaki takibe konu 48.250 TL asıl alacak ile 1.980,60 TL işlemiş faiz için yapılan takibe yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa talep tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, fazla istem ile icra inkâr tazminatı talebinin reddine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.Toplanan delillerden sözleşmeye konu şirketin 18.11.2006 tarihinde davalı-davacılar tarafından fiilen 3. kişilere devrinin yapılarak faaliyetlerine son verildiği anlaşılmaktadır. Şirketin ticari defterleri incelenerek aktifleri ile pasifleri belirlenmeli, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınarak ve dosyadaki diğer delillerle hep birlikte değerlendirilerek, şirketin devir tarihindeki değeri hesap edilmelidir. Mahkemece, şirketin devir bedeli ile ilgili olarak şirketin faturalandırılan menkul mallarının satış bedelleri üzerinden bedel tespiti yapılan bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir.Davacı-karşı davalı, 16.09.2005 tarihli sözleşmeden sonra da davalı-davacılara borç verdiğini, bu borcun kendisine ödenmediğini iddia ederek tarafına ödenmesini istemiş mahkemece, verildiği iddia edilen borcun kaynağını oluşturan volvo araç ile ilgili taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde bir hüküm bulunmadığı, alacağın ispat edilemediği, bu nedenle bu araca ilişkin icra takibinin mümkün olmadığı gerekçesiyle bu talep yönünden itirazın iptali talebi reddedilmiştir. Davacı-davalı bu talebi yönünden davalı-davacılara verdiği borcu banka yoluyla gönderdiğini iddia etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında bu talebin sözleşmeye konu olmadığı gerekçesiyle icra takibinin mümkün olmadığı rapor edilmiş, mahkemece bu raporlar esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yukarıda belirtildiği üzere, davacı-davalının iddiası sözleşmeden sonra davalı-davacılara borç verdiği ve geri ödenmediği yönündedir. O halde, tarafların dayandıkları banka kayıtları delilleri üzerinde bu talep yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve dosyadaki diğer delillerle hep birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların davacı-davalının itirazın iptali davasına yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı-davacıların alacak davalarına yönelik temyiz itirazlarının ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, taraf vekilleri duruşmaya geldiklerinden, duruşma için takdir olunan 1.480,00 TL. vekalet ücretinin davalı-davacılardan alınıp davacı-davalıya verilmesine ve 1.480,00 TL. vekalet ücretinin de davacı-davalıdan alınıp davalı-davacılara verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.