Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11955 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26554 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Acıpayam Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :18.09.2012 NUMARASI :Esas no:2011/506 Karar no:2012/327Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı (kadın) tarafından ise tazminat ve tedbir-yoksulluk nafakası miktarları ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Dava Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 15.11.2011 tarihinde açılmış, davacı kadın dava dilekçesinde tazminat istememişken 14.06.2012 tarihli tahkikat duruşmasında 20.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde "Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm gereğince iddianın genişletilebilmesi ön inceleme duruşmasından sonra mümkün bulunmamasına rağmen davacı kadının ön inceleme duruşması bittikten sonra tahkikat duruşmasında tazminat talep etmesi ve mahkeme tarafından da davacı kadın lehine 3000 TL maddi, 3000 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.3-Davacı kadının çalışmadığı, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı ve kendisine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiği görülmektedir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma yükümlülüğü mutlak olmayıp, mali gücü varsa söz konusudur (TMK.m. 182/2). Kendisi yoksul olan iştirak nafakasından sorumlu tutulamaz. Bu husus nazara alınmadan geliri ve malvarlığı bulunmayan davacı kadının çocuk için davalıya iştirak nafakası ödemekle sorumlu tutulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı koca yararına, yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple davacı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün temyize konu bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.