MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ziynetlerin reddedilen kısmı, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağının kabul edilen kısmı, manevi tazminat talebinin reddi ve alacak davası hakkında verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir (HMK m. 119/1). İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir (HMK m. 187/1). Usulüne uygun biçimde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK m. 25).Davalı davacı erkek, dava dilekçesinde ve yargılamanın hiçbir aşamasında "eşinin evi terk ederken ev eşyalarından bir kısmını çöpe attığı" vakıasına dayanmadığı halde, mahkemece bu yöndeki tanık beyanı esas alınarak usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan bu vakıayı sabit kabul edip kadına kusur yüklenmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki kadının boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyize getirilmeyerek kesinleştiğinden, erkeğin karşı boşanma davasındaki boşanma talebi konusuz kalmıştır. Bu sebeple karşı davanın esası hakkında bir hüküm kurulmasına artık lüzum kalmadığı dikkate alınıp, bu yönde hüküm kurularak davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.3-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet alacağı talebinde de bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacı-davalı kadının ziynet alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi, bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz. O halde davacı davalı kadının talep ettiği ziynet eşyalarının bedelleri üzerinden nispi harcın peşin kısmının yatırılması için usulüne uygun olarak süre verilmesi, (Harçlar Kanunu m. 30-32) harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, aksi halde; Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.4- Davalı-davacı erkek, karşı boşanma davasına ilişkin dilekçesinde maddi tazminat olarak “eşinin kendisinden yüksek kazançlar beklemesi, eşyaların kendisinden habersiz götürülmesi, ayrılık süresince uğratılan maddi zararlarının tazminini istemiş, başvurma harcını yatırmış nispi peşin harcını ise yatırmamıştır. Ön inceleme duruşmasında ise maddi ve manevi tazminat taleplerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Başvurma harcının yatırılmış olması dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Bu durumda davalı-davacının maddi tazminata ilişkin talebi belirsizdir. Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi ve hukuki açıdan belirsiz gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir (HMK m. 33). O halde, davalı davacı erkek vekilinden, talep ettiği maddi tazminat hakkında açıklama istenerek harcın tamamlattırılması, harç yatırıldığı takdirde sonucu uyarınca görev hususuda düşünülerek karar verilmesi gerekirken, “talep alacak mahiyetinde olup, harç yatırılarak açılmış bir dava olmadığı,” gerekçesiyle yazılı şekilde “karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre tarafların ziynet alacağına yönelik ve davacı-davalı kadının karşı davada vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.