Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11605 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10301 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Gevaş Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :2.10.2012NUMARASI :Esas no:2012/144 Karar no:2012/94Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan S.. C.. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı (İhlas Ev Aletleri İmalat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) vekili, Vasfı ..ın müvekkili şirkette “yükleme işçisi” olarak çalışmakta iken, iş kazası sonucu 25.4.1997 tarihinde vefat ettiğini, ölümünden sonra eşi olmasından dolayı davalı Salihe’nin açtığı dava sonucu, İstanbul 1. İş Mahkemesinin 1997/648 esas, 2003/731 karar sayılı kararıyla müvekkili şirketin “destekten yoksun kalma tazminatı “ ödemeye mahkum edildiğini, aynı şekilde SSK tarafından da davalı Salihe'ye peşin sermeye değeri 47 milyar lirayı aşan miktarda maaş bağlandığını, oysa bu ikisi arasında Vasfi'nin ölümü tarihinde kanuna uygun bir şekilde yapılmış bir evliliğin bulunmadığını, Vasfi'nin ölümünden sonra yakınlarının köy muhtarlığında resmi bir evlilik yapılmış gibi evlenme muamelesi yaptıklarını, evlenmenin nüfusa Vasfi'nin ölümünden sonra 29.4.1997 tarihinde tescil edildiğini, Köy Muhtarlığına ait evlenme kütüğünde “evlenme tarihi” olarak 29.4.1997 yazılmışken, bu tarihin muhtar tarafından Vasfi'nin ölümünden öncesine denk gelecek şekilde (4.4.1997 olarak) düzeltildiğini, nüfusa da evlenme tarihi olarak bu tarihin tescil edildiğini, evlenme defterindeki imzanın Vasfı’ye ait olmadığını, yetkili evlendirme memuru önünde evlenenlerin şahitler huzurunda irade açıklamasının olmadığını ileri sürerek, ölen Vasfı .. ile davalı S.. C.. arasında evliliğin yokluğunun tespitine, nüfustan evlilik kaydının terkinine karar verilmesini istemiştir.Dava, Ölen Vasfi'nin ana ve babası ile eşi Salihe'ye karşı açılmış; mahkemece, davalılar Mustafa ve G.. C.. aleyhine açılan davanın “husumet yokluğu” sebebiyle reddine; diğer davalı S.. C.. aleyhine açılan davanın kabulüne, ölen Vasfı Ceylan ile S.. C.. arasındaki 4.4.1997 tarihli evliliğin iptaline karar verilmiş, kararı davalı S.. C.. vekili temyiz etmiştir.Davacı şirket, davalı Salihe ile ölen Vasfı arasında kanuna göre kurulmuş bir evlilik akdi bulunmadığı halde, davalı Salihe'ye destekten yoksun kalma tazminatı ödemeye mahkum edildiğini ileri sürerek, bu ikisi arasında evlilik bulunmadığının tespitine ve evlilik kaydının terkinine karar verilmesini istemektedir.Davalı Salihe'nın, davacı şirket aleyhine açtığı İstanbul 1. İş Mahkemesinde görülen dava sonucu, davacı şirkette çalışmakta iken iş kazası sonucu 25.4.1997 tarihinde ölen Vasfi'nin, “davacının desteği olduğu, ölümüyle destekten yoksun kaldığı” kabul edilerek destekten yoksun kalma zararı karşılığı davalı Salihe lehine maddi tazminata hükmedildiği görülmektedir. Borçlar Kanununun 45/2. (6098 s. TBK. m. 53/3) maddesine dayanan destekten yoksun kalma tazminatının amacı, ölüm olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölümün bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin ölümle uğradıkları zararın karşılanmasıdır. “Destek” sayılması için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli olarak devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir. Bu bakımdan, bu tazminat, desteğin yardımından yoksun kalanların şahsında doğan bir zarar karşılığı olduğundan; destekle, bundan yoksun kalanlar arasında bir evliliğin bulunması zorunlu olmadığı gibi, yoksun kalanın; desteğin mirasçısı olması zorunluluğu da yoktur. (6.3.1978 tarihli 1/3 sayılı İçt. Bir. Kararının gerekçesi ve H.G.K.'nun 18.4.2007 tarihli 2007/4-222 esas, 2007/222 karar sayılı kararı.) Başka bir ifade ile, destekle, bundan yoksun kalanlar arasında bir evlilik bulunmasa veya kanundan doğan bir mirasçılık ilişkisi olmasa bile yahut da “destek” kanunen nafaka ile yükümlü olmasa bile davacı şirket, bu tazminatla sorumlu tutulacağına göre, davacı şirketin sorumluluğuna gidilmiş olması, davacıya ölen Vasfı ile davalı Salihe arasında “evliliğin mevcut olmadığını” isteme hakkı vermez. Bu bakımdan davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. (HMK. m. 114/1 -h) Dava şartlarının mevcut olup olmadığı, diğer tarafça ileri sürülmese bile mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır. (HMK. m. 115/1) Açıklanan bu hukuki duruma göre, davanın “hukuki yarar yokluğundan” dolayı usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterile sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.