Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11604 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21579 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İzmir 11. Aile MahkemesiTARİHİ :25.06.2013NUMARASI :Esas no:2012/304 Karar no:2013/486 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.05.2014 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava terk hukuki nedenine (TMK.md.164) dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece geçerli ihtara rağmen davalı kadının haklı bir neden olmadan ortak konuta dönmediğinden bahisle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kocanın ihtar isteğine ilişkin dilekçede davalı kadının adresi " .. Mahallesi. sokak No:25/l .." olarak gösterilmiştir. İhtarı içerir tebligat evrakı davalı kadının tebliğ saatinde adresinde geçici bir süre bulunamaması nedeniyle Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ memuru tarafından mahalle muhtarına teslim edilerek yapılmıştır. Davalı kadın vekili tüm aşamalarda, ihtara ilişkin bir tebligatın davalı kadına yapılmadığını ileri sürmüştür. İhtar dosyasında bulunan ve davalı kadına çıkarılan tebligat belgesinin incelenmesinde; davalı kadının adresi Bornova - Atatürk mahallesinde bulunmasına karşılık , tebligat evrakının Bornova- İnönü mahallesi muhtarına teslim edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde davalı kadına ihtarın tebliğ edildiğini gösterir başkaca bir tebligat belgesine de rastlanmamıştır. Hal böyle olunca davalı kadına eve dönmesi için yapılan ihtarın usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden söz edilemez. Terk hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü için öncelikle ortak konutu haklı bir neden bulunmadan terk ettiği ileri sürülen eşin; usulüne uygun olarak ortak konuta davet edildiğinin kanıtlanması gerekir. Usulüne uygun bir davetin tebliğ edildiği davacı tarafça kanıtlanamadığına göre, davanın reddi yerine yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.. 2-Kabule göre de; davalı kadın eş, eşinin çocukları ve torunlarının kendisine hakaret ettikleri, tehdit ettikleri ve şiddet uygulayarak evden kovduklarını ve evi terk etmek zorunda kaldığını ileri sürmüştür. Bu konularda yapılan şikayet üzerine ceza davaları açılmış, İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesine 24.11.2011 tarihinde açılan ve 2011/1443-12 sayılı dosyasında 17.1.2012 tarihinde beraat kararı , 25.10.2011 tarihinde İzmir 3. Çocuk Mahkemesine açılan ve 2011/751-361 sayılı dosyasında da davacı kocanın torunu hakkında hakaret eylemi nedeniyle 9.5.2012 tarihinde mahkumiyet kararı verilmiştir. Ayrıca davalı kadın evden kovulduğunu ileri sürerek 17.8.2011 tarihinde nafaka davası açmış, İzmir 1. Aile Mahkemesinin 2011/820-1305 sayılı dosyasında 28.12.2011 tarihinde verilen karar ile kadının ayrı yaşamakta haklılığı kabul edilerek lehine nafakaya (TMK.md. 197) hükmedilmiştir. Davalı kadının evden 2011 yılı Ağustos ayı, ihtar talep tarihinin 10.1.2012 olması karşısında , ihtar dönemi içinde taraflar arasında görülen ceza davaları ve kadının ayrı yaşamakta haklılığını gösteren nafaka dava dosyası dikkate alındığında davalı kadının haklı bir neden olmadan ortak konuta dönmediğine yönelik mahkemece yapılan tespit de yerinde değildir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.