Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11533 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25982 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Silifke 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :17.07.2012 NUMARASI :Esas no:2010/401 Karar no:2012/446Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece, davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı kadının güven sarsıcı davranışlarına karşılık, davacı kocanın bağımsız konut temin etmediği, eşi ve çocuğunu arayıp sormadığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Hal böyle iken, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; tarafların aynı oranda kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup davalı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddi ile kusurun belirlenmesine ilişkin gerekçenin değiştirilmek suretiyle boşanma hükmünün onanması gerekmiş (HUMK md.438/7) ve davalı kadının bir fabrikada işçi olarak çalıştığının, geçimini sağlayacak yeterli ve düzenli gelirinin bulunduğunun anlaşılmasına göre, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m. 169). Davalı kadın hakkında kolluk tarafından yapılan ilk sosyal ve ekonomik durum araştırmasında ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, ikinci araştırmada ise fabrikada işçi olarak çalıştığı ve asgari ücret düzeyinde gelirinin bulunduğu bildirilmiştir. O halde; davalı kadının hangi tarihte çalışmaya başladığı tespit edilerek, belirlenen tarihe kadar Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, dava tarihinden geçerli olmak üzere yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.3-Mahkemece, tarafların ortak çocuğu 2006 doğumlu Arda'nın velayet hakkı, yeterli araştırma yapılmadan annenin yaşam tarzının çocuğu olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle davacı babaya verilmiştir. Velayet düzenlemesinde asıl olan küçüğün üstün yararıdır. Toplanan delillerden, davacı kocanın yılın büyük kısmını yurt dışında çalışarak geçirdiği ve çocuğun uzun süredir anne ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece 4787 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca görevlendirilecek uzman vasıtasıyla inceleme yapılması, tarafların gerektiğinde mahkemece bizzat dinlenerek ekonomik ve sosyal durumları ile çocuğa bakım olanakları konusunda kendilerinden bilgi alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, gerçekleşecek sonucununa göre çocuğun velayetinin düzenlenmesi gerekir. Açıklanan yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.