Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11466 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 10789 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ:Denizli 3. Aile MahkemesiTARİHİ :21.04.2011 NUMARASI :Esas no: 2011/49 Karar no:2011/331Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı (kadın) tarafından dava ve karşılık dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Koca, eşinin ortak haneye dönmesi için 29.12.2003 tarihinde ihtar talebinde bulunmuş, bu ihtara dayanarak 12.05.2004 tarihinde açtığı "terk sebebine dayanan boşanma" davası ile bununla birleşen kadının 05.02.2004 tarihinde açtığı Türk Medeni Kanununun 197/2.maddesine dayanan nafaka davası reddedilmiş, her iki karar da kanun yollarından geçerek kesinleşmiştir. Tarafların, sözü edilen bu davalardan sonra biraya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Koca tanıklarının, kadınla ilgili beyanları başkalarından duyduklarına dayanmakta olup, sabit kabul edilemez. Bu nedenle, davalı-karşı davacı (kadın)'nın sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına ilişkin bir delil bulunmadığı gibi, ihtar isteğinden sonra başkaca kusurlu bir davranışı da ispatlanamamıştır. Davacı-karşı davalı (koca)'nın ise, Almanya'daki evin kilidini değiştirerek eşini eve kabul etmediği ve "...bıraksın yakamı" diyerek birlikte yaşamaktan kaçındığı toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu halde, koca tamamen kusurlu olup, dava açmakta haklı değildir. Öyleyse kocanın boşanma davasının reddine, kadının karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına (TMK.md.166/1) karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple her iki dava yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.