MAHKEMESİ :İzmir 11. Aile MahkemesiTARİHİ :30.01.2013 NUMARASI :Esas no:2012/947 Karar no:2013/72Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı (koca) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Mahkemece davacı- davalı kadının boşanma davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, "boşanmada taraflar eşit kusurlu" bulunmuştur. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-davalı kadının "aşkım" olarak telefonuna kayıtlı bir başka erkekle telefonla görüşmek, mesajlaşmak ve bu kişi ile kendi ismini taşıyan yüzük takmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve müşterek haneyi terkettiği, ; buna karşılık davalı-davacı kocanın da birlik görevlerini yerine getirmekte ihmal gösterdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda iki tarafında kusurlu olduğu, ancak davacı- davalı kadının daha fazla kusurlu olduğu ve kadının davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de, davalı- davacı kocanın boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, davalı- davacı kocanın bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK m. 438/son) karar verilmesi gerekmiş ve dosyada davacı-davalı kadının zina yaptığına ilişkin yeterli kanıt bulunmadığından davalı-davacı kocanın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın ağır kusurlu olup, gerçekleşen olaylar kocanın kişilik haklarına saldırı teşkil etmektedir. O halde davalı-davacı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi (TMK. md. 174/2) gerekirken reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle temyiz edilmese bile Yargıtay tarafından incelenebilir (HUMK. md. 439/2). Tarafların müşterek çocuğu Merve 27.01.1994 doğumlu olup karar tarihinde ergin bulunduğu halde annesinin velayeti altına alınarak baba ile kişisel ilişki tesisine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.