MAHKEMESİ :Bakırköy 2. Aile Mahkemesi TARİHİ :19.7.2012NUMARASI :Esas no:2009/90 Karar no:2012/765Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden, davacı-davalı koca tarafından ise; velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı-davalı kocanın harcı ve kaydı da bulunmayan temyiz süresinden sonra verdiği 13.03.2013 tarihli temyiz dilekçesinin incelenmesine yer olmadığına,2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemeye gelince;a-Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak hükmün boşanmaya ilişkin bölümü temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiş; buna bağlı olarak, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.b-Yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.md.175/2). Yukarıda açıklandığı gibi, davalı-davacı kadına bir kusur yüklenemeyeceği ve bu nedenle yoksulluk nafakası talep etmesine yasal bir engel bulunmadığı halde; bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur (HMK.md.26).c-Tarafların ortak çocuğu 2007 doğumlu Zeynep'in velayeti davalı-davacı anneye verildiği halde, velayet kendisine verilmeyen davacı-davalı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisi gerekirken (TMK.md.182/1) mahkemece bu hususta karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b ve 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacı-davalı kocanın temyiz itiralarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Zeynep'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.