Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11129 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10238 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İznik Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :03.11.2011NUMARASI :Esas no:2011/242 Karar no:2011/402Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 19.04.2013 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma davasının davalısı, yokluğunda verilen boşanma kararına karşı yargılamanın iadesi talebinde bulunmuş, sebep olarak boşanma davasında dava dilekçesi ve duruşma gününün usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğini, tanıkların "baba evinde olduğunu" belirtmelerine rağmen, tebligatın usule aykırı yapıldığını ileri sürmüştür. Boşanma kararı 22.06.2010 tarihinde kesinleşmiş, yargılamanın iadesine ilişkin bu dava ise 07.07.2011 tarihinde açılmış, mahkemece; "kocanın tebligat hilesi yapmak suretiyle boşanmayı sağladığı" yargılamanın iadesi sebebinin ispat edildiği kabul edilmiştir.Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli davranışta bulunmuş olması yargılamanın yenilenmesi sebebidir (HUMK md. 445/7). Boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde davalının adresi gösterilmemiş, kollukça 19.01.2010 tarihinde tespit edilen adreste usule aykırı da olsa davalıya bir tebligat yapılmış, karar da aynı adreste tebliğ edilmiştir. Boşanma davasını açan davacının, davalının adresini gizlediğini, bilerek ve isteyerek yanlış adrese tebligat yaptırdığını kabule yeterli delil yoktur. Dava dilekçesinde davalının adresinin gösterilmemiş olması tek başına davacının hile yaptığını kabule yeterli değildir. Tarafların ortak tanığı Erdoğan, davalının babasının, boşanma davasında kollukça tespit edilen adreste oturduğunu ifade etmiştir. Boşanma davasında da tebligat bu adreste yapılmıştır. Tebligat usule aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağına (Teb. K. md. 32) göre, yapılan tebligatın usulsüz olması tek başına yargılamanın iadesi sebebi sayılamaz. Bu bakımdan yargılamanın iadesi sebebinin varlığı ispatlanamamıştır. O halde, yargılamanın iadesi talebinin reddi gerekirken; yetersiz gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.