Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11016 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25507 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Kayseri 3. Aile Mahkemesi TARİHİ :18.09.2012 NUMARASI :Esas no:2011/1002 Karar no:2012/755Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve kadının karşı davası nedeniyle vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi, yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın kusur belirlemesi ve nafakalara yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a) Mahkemece taraflar eşit derecede kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-davacı kadının eşine ve eşinin ailesine hakaret etmek şeklindeki kusuruna karşılık davacı-davalı kocanın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı, küçümseyip baskı yaptığı, babasının eşine hakaretine sessiz kaldığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı kocanın daha ziyade kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki davacı-davalı kocanın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleştiğine göre davacı-davalı kocanın boşanma talebinin kabulü sonucu itibarıyla doğru olup, davalı-davacı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/son).b) Davalı-davacı kadın 15.12.2011 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile usulüne uygun şekilde karşı dava açmış ve bu karşı davasını velayet ve maddi-manevi tazminat isteklerine hasretmiştir. Davalı-davacı kadının boşanmaya yönelik bir isteği olmadığına göre tazminat talepleri nispi harca tabidir. Ne var ki dava değeri üzerinden nispi harç alınmamıştır. Davalı-davacı kadın bu karşı davasına yönelik olarak başvurma harcını yatırmış olduğuna göre nispi harcı tamamlaması için kendisine süre verilmesi (Harçlar Kanununu madde 30-32) harç tamamlandığı taktirde işin esasına girilip tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken; karşı dava dikkate alınmaksızın davalı-davacı kadının talepleri, kocanın davası yönünden feri talep şeklinde değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-davalı kocanın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı ve şimdilik incelenmeyen yönler dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. ve 2/a bendinde gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Ömer'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran Ümran'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.