Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10914 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18509 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-AlacakTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, vekalet ücreti, nafakaların miktarı yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı-karşı davalı erkeğin temyizinin incelenmesinde;Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa 03.06.2015 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK m. 432) on beş günlük süre geçtikten sonra 22.01.2016 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir, yine karşı tarafın temyiz dilekçesi 05.06.2016 da tebliğ edilmiş ; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433/2. maddesi gereğince 10 günlük süre içerisinde temyiz dilekçesi verilmemiştirKuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432. maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.Ne var ki aile mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas. 1990/4 karar sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davacı-davalı erkeğin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.2-Davalı-karşı davacı kadının temyizinin incelemesinde;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde çalışamamadan kaynaklanan kazanç kaybı, kıdem tazminat alacağı ile takı para alacağına yönelik şimdilik 12.000 TL tazminat talebinde bulunmuş ve harcını bu miktar üzerinden yatırmıştır. Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununu 174/1. maddesi kapsamında olmayan bu alacak talebine yönelik hangi kalem alacak talebi için ne miktar talepte bulunduğu açıklanmadığı gibi,takı paralarının da miktarı ve niteliği açıklanmamıştır. Takı paralarının erkek tarafından düğün masraflarına harcandığı iddia edilmiş, davacı-karşı davalı erkek tarafından da 400 TL nin salon parası için, 500 € ise evin ihtiyaçları için harcandığı kalan altınların kadında olduğu savunulmuştur. Mahkemece, hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde (HMK m. 31) davalı-davacı kadına talep ettiği tazminatların nitelikleri, hangi alacak talebi için ne miktarda talebi olduğu açıklattırılıp, çalışamamadan kaynaklanan kazanç kaybı ve kıdem tazminat alacağına yönelik isteminin Türk Medeni Kanununun 2. kitabından kaynaklanan davalardan olmayıp, Borçlar Kanunu ve genel hükümlerden kaynaklandığından görev hususuda gözetilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün 2-b bendinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı-karşı davacı kadının tazminatların reddi nedeniyle erkek lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı erkeğin temyiz dilekçesinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.