Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10911 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 10495 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Bozova Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :15.02.2010NUMARASI :Esas no:2006/163 Karar no:2010/23Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar, velayet, iştirak nafakası, birleşen nafaka davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, eşini boşayıp başka bir bayanla evlenmek isteyen, birlik görevlerini ihmal eden davacı-davalı kocanın, eşine hakaret eden davalı-davacı kadına oranla daha ziyade kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı kocanın tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının temyizine hasren yapılan incelemede;a-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. b-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.c-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.d-Davalı-davacı kadının birleşen nafaka davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a,b,c ve d bentlerinde gösterilen nedenlerle davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre davalı-davacı kadının yargılama giderleri ve vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Ş.'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran K.'ye geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.