MAHKEMESİ :Sultanbeyli 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :27.06.2012 NUMARASI :Esas no:2010/1389 Karar no:2012/1338Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kadının kocasına hakaret ve aşağılama içeren sözler söylemesine karşılık; davacı-davalı kocanın da eşiyle aralarında gizli kalması gereken cinsel yaşamlarıyla ilgili ayrıntıları başka kişilere anlattığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, aşağıladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve eşini ölümle tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre; boşanmaya neden olan olaylarda, her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, eşine göre davacı-davalı koca daha fazla kusurlu kabul edilmelidir. Hal böyle iken; mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değilse de, eşit kusur halinde de boşanmaya karar verileceğinden (TMK md. 166/1); boşanmaya karar verilmesi, hüküm sonucu olarak doğru olduğundan; hükmün gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmas??na (HUMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş, buna bağlı olarak da, bu yöne ve davalı-davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.2-Yukarıda birinci bentte açıklandığı gibi; boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı koca daha ağır kusurludur. Belirlenen bu kusur durumu; davalı-davacı kadının maddi (TMK md. 174/1) ve manevi tazminat (TMK md. 174/2) talep etmesine engel teşkil etmediği halde; tazminat taleplerinin hatalı kusur tespitinin sonucu olarak reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.3-Mahkemece davalı-davacı kadının boşanma davası kabul edildiği ve kendisini avukatla temsil ettirdiği halde, davalı-davacı kadın yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdir edilmemiş olması ve davalı-davacı kadın tarafından yapılan yargılama giderlerinin de davacı-davalıdan tahsil edilerek, davalı-davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün gerekçesinin değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.