Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10878 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25113 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Bucak Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :14.06.2012 NUMARASI :Esas no:2011/132 Karar no:2012/177Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece, “davalının müşterek eve bir başka erkeği aldığı, bu şahısla uygunsuz görüntülerinin kayda alındığı, bu durumun ceza dosyasındaki CD çözümüne ilişkin bilirkişi raporu ve tanık beyanlarıyla doğrulandığı, evlilik birliğinin bu şekilde temelinden sarsıldığı” kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, boşanmada davacı kusursuz, davalı ise tam kusurlu bulunmuştur. Davalının bu eylemi sabit ise de, davacının da bir başka kadınla birlikte yaşadığı, bu kadından on bir yaşında bir çocuğunun bulunduğu ve davalıya müteaddit defalar fiziki şiddet uyguladığı 17.11.2011 tarihli oturumdaki kendi beyanından ve dosya içerisine alınan fiziki şiddete ilişkin ceza mahkemesi kararlarından anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca davacının ağır kusurlu sayılmasını gerekli kılan tutum ve davranışlarıyla ula??ılmıştır. Davacının bu kusurlu tutum ve davranışı, davalıya da bu hakkı vermez. Bu bakımdan davalının da kusuru gerçekleştiğine göre, boşanma kararı verilmesinde bir yanlışlık görülmemiş, davalının boşanma kararına yönelik temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmemiş, boşanma kararının gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilmesi suretiyle onanması gerekmiş, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur (HUMK.md.438/son). 2-Davalının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde, hüküm gerekçesinde “davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiğinin” belirtilmesi, hüküm sonucunda da “yoksulluk nafakasına yer olmadığına” yönünde hüküm kurulması, davalı aleyhinde “kesin hüküm” teşkil eder. İstek olmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Davalı yararına ara kararı ile takdir ve tayin edilen tedbir nafakasının, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği gözetilmeden, nihai kararda kaldırılması yolunda karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.