Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10804 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18661 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun şekilde, fiziksel şiddet ve kötü muamele vakıasına dayanılmadığından ve tahkikatın ön inceleme sonuç tutanağı esas alınarak yürütülmesi emredici hüküm olduğundan (HMK m. 140/3) usulüne uygun şekilde dayanılmayan ve çekişmeli vakıa olarak belirlenmeyen (HMK m. 187/1) bu vakıanın, boşanma sebebi olarak kabul edilmesi doğru değil ise de: davalı erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre, davalı erkeğin ağır kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığının anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Mahkemece davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve kötü muamelede bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın yararına manevi tazminata (TMK. m. 174/2) hükmolunmuş ise de, yukarıda l. bentte açıklandığı üzere bu vakıa boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Toplanan delillerden, davalıdan kaynaklanan, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden başkaca maddi bir hadisenin varlığı da kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları davacı kadın yararına oluşmamıştır. Bu sebeple davacı kadının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.3- Velayetleri davacı anneye bırakılan müşterek çocuklar ile davalı baba arasında "..... Şehir İdaresi tarafından verilen kişisel ilişki kararının aynen devamına" şeklinde kurulan kişisel ilişkide, ... idari makamlarının kararına atıf yapılması infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına kişisel ilişki düzenlemesinde taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.