Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10768 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 8470 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ :Kartal 2. Aile MahkemesiTARİHİ :12.12.2007 NUMARASI :Esas no:2006/396 Karar no:2007/980Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Retle sonuçlanan boşanma davasını açmakla geçimsizlik nedeni yaratan, güven sarsıcı davranışlar içinde bulunan ve birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı-davalı koca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur.A-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. B-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.3-Birleşen tapu iptal ve tescil davasına konu taşınmazın 1997 yılında satın alındığı davacı-davalı koca adına kayıtlı bulunduğu, 1998 yılından bu yana aile konutu olarak kullanıldığı toplanan delillerden anlaşılmıştır. Dava konusu aile konutu niteliğindeki taşınmaz boşanma davasının açıldığı 4.5.2006 tarihinden önce 23.2.2006 tarihinde diğer davalı Ş. A.'a satılmıştır. Taşınmazı satın alan davalı Ş.koca tarafından açılıp retle sonuçlanan boşanma davasında davalı kadının avukatının eşi olup, taraflar arasındaki çekişmeyi, bu konutun aile konutu niteliğinde olduğunu ve konutun satılmasına davalı-davacı kadının rızasının bulunmadığını bildiği dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle aile konutu niteliğinde olan dava konusu taşınmaza yönelik birleşen tapu iptal ve tescil davasının da kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar vreilmiş olması da doğru görülmemiştir.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün 2/A-B ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin bozma 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.