MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; kabul edilen ve reddedilen boşanma davası ile ziynet alacağı davası yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; reddedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kusurun tamamen davacı-davalı kadında olduğu belirlenerek kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüyle boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-davalı kadına yüklenen kusurlu davranışların yanında, davalı-davacı erkeğin de eşinin bağımsız konut açılması yönündeki isteğine kayıtsız kaldığı, annesinin evliliğe müdahalesine ve baskısına tepki göstermediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre kadın da dava açmakta haklıdır. Öyleyse kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.3-Mahkemece davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca yargılama devam ederken 400 TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş, 28.05.2013 tarihinde ise hükmedilen tedbir nafakası 200 TL'ye indirilmiştir. Nihai karar ile de kadın kusurlu olduğu gerekçesi ile ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın muhakeme sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir. Mahkemece karar kesinleşene kadar tedbir nafakasının devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle, BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davalı-davacı erkeğin boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.