Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10719 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23618 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Malatya 2. Aile MahkemesiTARİHİ :30.05.2012 NUMARASI :Esas no: 2011/436 Karar no:2012/465Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm , davalı-davacı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece, “dinlenen taraf tanıklarının beyanlarından anlaşılacağı üzere, tarafların artık bir araya gelmelerinin zor olduğu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği anlaşılmakla” gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davacı-davalı (koca) lehine manevi tazminata hükmedilmiş, davalı tarafından bağımsız olarak açılan ve birleştirilen nafaka davası da kabul edilmiştir. Mahkeme, hangi olayları sabit kabul ettiğini, diğer bir ifade ile boşanmaya sebep olan olayları kararında göstermemiş, bu hususta ifadelerini karara aldığı “tanık beyanlarına” atıf yapmıştır. Ancak, koca yararına manevi tazminata hükmedilmiş olmasından mahkemece, kadının boşanmaya sebep olan olaylarda daha fazla kusurlu kabul edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-davacı (kadın)’ın kocasına ağıza alınmayacak sözlerle küfür ve hakaret ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu sabit olmakla birlikte, davacı-davalı (koca)’nın da, eşine müteaddit kereler fiziki şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki taraf da kusurlu olup, taraflardan birini diğerinden baskın kusurlu kabul etmek mümkün değildir. Bu sebeple boşanma kararı verilmesinde bir yanlışlık görülmemiş davalı-davacı (kadın)’ın bu yöne ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/9).2-Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı (koca)’da eşiyle aynı oranda kusurludur. Boşanmaya eşit kusuruyla sebep olan taraf yararına manevi tazminat takdir edilemez. Türk Medeni Kanunun 174/2. maddesi şartları koca lehine oluşmamıştır. O halde, kocanın manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmolunması doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-davacı (kadın) yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.4- Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç 08.04.2009 doğumlu Yaşamsu'nun Türk Medeni Kanununun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır. 5-Davalı-davacı (kadın)’ın manevi tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma yönünden hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.