Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10696 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26583 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ankara 5. Aile MahkemesiTARİHİ :26.09.2013 NUMARASI :Esas no:2012/401 Karar no:2013/1176 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından; kadının kabul edilen davası ile kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadının eşine 05.01.2012 tarihinde terk ihtarı (TMK. md. 164) tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadır. Bir eş, terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Terk ihtarının geçersiz olması bu sonucu değiştirmez. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası için; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Bu durumda davacı-karşı davalı kadın eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş duruma düşmüştür. İhtar istek tarihinden sonra kocadan kaynaklanan başkaca yeni bir olayın varlığı da iddia ve ispat edilmediğine göre; davalı-karşı davacı kocaya yüklenebilecek bir kusurlu davranış bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, terk ihtarının geçersiz olduğu gerekçesi ile kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Yukarıda açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadın tamamen kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmolunamaz. Bu nedenle, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kabulü usul ve kanuna aykırıdır. 3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı-karşı davacı koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı koca ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı-karşı davacı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1., 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.