Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10581 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 24912 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Köyceğiz Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :29.05.2012 NUMARASI :Esas no:2011/5 Karar no:2012/130Taraflar arasındaki “boşanma” ve “karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-karşı davalı (koca) tarafından, kendi boşanma davası ve kadın ve çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarları yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından da; kendisi tarafından açılan karşı boşanma davası, manevi tazminat ve ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davacı- karşı davalı (koca)'nın, 2010 yılı Kurban Bayramından önce eşine fiziki şiddet uyguladığı tanıklarca ifade edilmiş ise de, bu tarihten sonra tarafların barıştıkları ve üç ay kadar birlikte yaşadıklarının anlaşılmasına, bu süre içinde taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak derece ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliği kabule yeterli delillerin bulunmamasına göre, tarafların bu yönlere ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde, müşterek çocukların velayeti ve velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn ile çocukların kişisel ilişkisi düzenlenebilir (TMK. m. 182/1). Aksi halde; dava süresince çocukların korunmasına ilişkin Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde, bu konuda ancak tedbiren bir karar verilmesi mümkündür. Davacı tarafından açılan boşanma davası ile davalının açtığı karşı boşanma davası reddedildiği halde; nihai kararda, tedbir niteliğinde olmayan velayetle ilgili düzenleme yapılması ve kişisel ilişki tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur3- Davalı, karşı boşanma davasına ilişkin dilekçesinde; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde ise bedelleri tutarının davacı-karşı davalı (koca)'dan tahsiline karar verilmesini de istemiştir. Karşı dava açılırken yatırılan başvurma harcı, bu dilekçede yer alan boşanmaya bağlı olmayan bütün bağımsız talepleri kapsar. Çeyiz ve ziynetlere ilişkin talep, boşanmanın eki niteliğinde olmadığına göre, değer üzerinden ayrıca nispi harca tabidir. Başvurma harcı yatırıldığına göre, talep edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının değeri üzerinden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması imkan dahilindedir. O halde bu taleple ilgili nispi peşin harç noksanlığını tamamlaması için davalı- karşı davacı (kadın)'a uygun süre verilmesi, harç noksanlığı tamamlandığı takdirde, bu talebin esasının incelenmesi; verilen süre içinde tamamlanmadığı taktirde, Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince; talebin esasının incelenmesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409. maddesinde gösterilen süre içinde harcın ödenmesine bağlı olduğunun gözetilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken; bu yönde işlem yapılmadan bu hususta “harç ödenerek usulünce açılmış bir dava bulunmadığından” söz edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.