Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10505 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14495 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ:Antalya 1. Aile MahkemesiTARİHİ :25.05.2011 NUMARASI:Esas no:2009/622 Karar no:2011/614Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Eşler,evlilik birliğinin devamı süresince birbirlerine s. k. zorundadırlar. (TMK m. 185/3) Toplanan delillerden davalı kadının davacı koca ve ailesini tersleyip aşağıladığı, komşularıyla tartışıp eşini çevrede zor durumda bıraktığı, eşi hakkında “kocam ölsün, mirası bana kalsın” dediği buna karşılık davacı kocanın da sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Eşlerin bir kısım yasal yükümlülükleri, boşanma davasının açılmasıyla birlikte sona ermesine karşın (örneğin, birlikte yaşama); sadakat yükümlülüğü (TMK m. 185/3), boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar devam eden yükümlülüklerdendir. Bu nedenle, davanın açılmasından sonra gerçekleşmiş olsa bile, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış, eşlerin davadaki kusur derecelerini ve boşanmanın fer'i taleplerinin takdirini etkileyeceğinden; bu hususun göz önünde tutulması gerekir. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların evlilik birliği iki tarafın eşit kusurlu sayılmaları gereken açıklanan davranışları sonucu temelinden sarsılmıştır. Eşit kusur durumunda da boşanma kararı verilmesine yasal bir engel yoktur. (TMK m. 166/1) Mahkemenin kusurun tamamının davalı kadında olduğuna ilişkin gerekçesi doğru değil ise de; boşanma hükmü sonuç olarak doğru olduğundan, boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiş, (HMUK 438/son) ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.2-Yukarıda birinci bentte açıklandığı gibi taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilmesine yasal bir engel yoktur. Davalının boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Durum böyleyken mahkemece kadının ağır kusurlu kabul edilip yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki davalı yoksulluk nafakası talep etmekle birlikte talep miktarını açıklamadığından hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davalı kadına talep miktarının açıklattırılması ve davalı yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.