Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10440 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25004 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :İpsala Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :12.12.2011 NUMARASI :Esas no:2011/57 Karar no:2011/352Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından; kocanın davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece davalı-davacı kadın ve davacı davalı koca eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, evle ilgilenmediği, ekonomik durumu hakkında yalan beyanda bulunarak kadını kandırdığı, eşinin çalışmasına engel olduğu, bağımsız ev teminine yanaşmadığı, eşini istemediğini beyan ettiği, "bundan iyi kapı mı bulacaksın" diyerek küçük düşürdüğü, "Allah belanı versin" diyerek beddua ettiği; davalı-davacı kadının da eşine hakaret ettiği, eşini ve eşinin köyünü beğenmediği, evlendiğine pişman olduğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kocanın ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu oldukları anlaşılmıştır. Davalı-davacı kadın da boşanmayı istediğine göre kocanın davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup, kocanın davasının kabulü bu nedenle sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek (HUMK. md. 438/son) onanmasına karar vermek gerekmiş, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK md. 4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesinin düzeltilerek ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.