Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10319 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15060 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Salihli 2. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :22.04.2011NUMARASI :Esas no:2010/877 Karar no:2011/280Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacının temyizinin incelenmesinde;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrasında "Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin (2.) fıkrasında da, "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı" öngörüldüğünden, temyiz isteğinin incelenmesinde 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümleri uygulanmıştır.Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa 23.05.2011 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 09.06.2011 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir. Ne var ki asliye hukuk (aile) mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 k. sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davacının temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Davalı bankanın temyizine gelince;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı bankanın aşağıdaki bendin kapsamı dışıda kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Davacı, aile konutu şerhi konulması talebi ile birlikte taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinde de bulunmuştur. İpoteğin kaldırılmasına yönelik açılan dava değer ölçüsüne göre nispi harca tabi olup, ipotek bedeli üzerinden nispi harç tamamlatılmadan görülemez. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.maddenin (b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 2.maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacının temyiz dilekçesinin yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.