Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10123 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14572 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Mersin 1. Aile MahkemesiTARİHİ :26.05.2011NUMARASI :Esas no: 2010/1060 Karar no:2011/472Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tanık beyanlarında sözü geçen davalı-davacı kadının 2006 yılındaki kocasına hakaret etmesi olayından sonra evlilik birliğinin, boşanma davasının açıldığı 24.08.2010 tarihinden kısa bir süre öncesine kadar devam ettirildiği; bu nedenle kocanın eşinin bu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörüyle karşılamış sayılması gerekmesine ve bu şekilde affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olayların da boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceğine, davalı-davacı kadının başkaca bir kusurlu davranışının kanıtlanmadığının anlaşılmasına, ayrıca tarafların fiilen ayrı yaşadıkları ve ortak çocuğun davalı-davacı yanında bulunduğu ve bu çocuk için Türk Medeni Kanununun 197. maddede öngörülen tedbir nafakası için ayrı yaşamada haklılık unsurunun aranmayacağının tabii olmasına göre; davacı-davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Eşlerden biri tarafından fiilen ayrı yaşama sebebine dayalı olarak Türk Medeni Kanununun 197. madde uyarınca tedbir nafakasına karar verebilmek için; talep eden eşin ayrı yaşaması yeterli olmayıp; ayrı yaşamada haklı bir sebebinin de bulunması gereklidir. Eşin ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğü takdirde; eşin haklı sebebi mevcut sayılır. Toplanan delillerden, davalı-davacı kadının açıklanan şekilde ayrı yaşamada haklı sebebi bulunduğu kanıtlanamamıştır. Bu durumda, davalı-davacı kadının kendisi için Türk Medeni Kanununun 197. madde uyarınca talep ettiği tedbir nafakasının reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde yetersiz gerekçeyle kabulü isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, birleşen nafaka davasından davalı-davacı kadının kendisi için verilen tedbir nafakasına yönelik olarak BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.