Sanık ... dava konusu olayla ilgili olarak yakalandığında görevli polis memurlarına kendisini ... olarak tanıttığı, soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki bütün belgelerin söz konusu isim esas alınmak suretiyle düzenlendiği, ...nin 2007/37 esas, 2008/245 karar sayılı ve 30.05.2008 tarihli kararı ile verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2009/2444 esas, 2010/7945 karar sayılı ve 13.12.2010 tarihli kararı ile 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verildiği, bozma kararından sonraki aşamada 04.03.2011 tarihinde .. mahkemeye başvurup kimlik bilgilerinin kullanıldığını beyan etttiği, ... 2011/26 esas sayılı dosyası kapsamında 22.07.2011 tarihli duruşmada .sanık sıfatıyla sorgusunun yapıldığı sırada zorunlu müdafii olarak baro tarafından atanan Avukat . hazır bulunduğu, devam eden yargılama sürecinde ... hakkında beraat kararı verildiği ve sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davasının açıldığı, ...nde yapılan yargılama sırasında .. zorunlu müdafii olarak görev yapan Avukat ., Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davaya "mağdur ... vekili" sıfatıyla çağrıldığı ancak .. duruşmalardan haberdar edilmediği, Avukat . mağdur ... adına duruşmaları takip ettiği, davaya katılma isteğinde bulunduğu ve hükümleri temyiz ettiği anlaşılmaktadır.Temyiz mahkemesince bir temyiz davasının görülebilmesi için, temyiz kanun yoluna başvuru hakkı bulunanların kararı tefhim ya da tebliğ yoluyla öğrenmelerinin sağlanması zorunludur. Nitekim Ceza Muhakemesi Kanununun "kararların açıklanması ve tebliği" başlıklı 35. maddesinin ikinci fıkrasında; "koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hakim veya mahkeme kararları, hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur" hükmü yer almaktadır. Ceza Muhakemesi Kanununun 234. maddesi uyarınca mağdur, şikayetçi ve suçtan zarar görenin yargılama sırasında öncelikle duruşmadan haberdar edilmesi gerekmektedir. Kanun koyucu, anılan Kanunun 234. maddesine aykırı davranılması halinde bu hukuka aykırılığın telafisine imkan sağlayacak şekilde bir düzenlemeye yer vermiş ve 260. madde uyarınca "katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanlara" kanun yoluna başvurma hakkı tanımıştır. Bu hakkın kullanılabilmesi için yargılama sonucunda verilen kararın aynı Kanunun 35. maddesi uyarınca mağdur şikayetçi veya suçtan görene tebliği gerekmektedir. Somut olayda mağdur . vekaletname ile tayin edilmiş vekili bulunmadığı gibi baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesiyle ilgili herhangi bir isteminin de olmadığı, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının mağduru konumundaki .. yerel mahkeme tarafından duruşmadan haberdar edilmediği ve yokluğunda verilen kararın kendisine tebliğ edilmediği gözetilmeden, sadece yetkili ve görevli olmayan Avukat . yapılan tebligatlar ile yetinildiği anlaşılmakla;Gerekçeli kararın mağdur .. usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinden, tebligat evrakı ile verilmesi halinde temyiz dilekçesinin dosyaya eklenmesinden sonra bu durumda düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte Dairemize iade edilmesi için incelenmeyen dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.