MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Tasarlayarak öldürme ve bu suça azmettirme. HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında; TCK'nun 82/1-a, 29, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası.2- Sanıklar ... ve ... hakkında; TCK'nun 37/1, 82/1-a, 62 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası.3- Sanık ... hakkında;TCK'nun 37/2, 82/1-a, 62 ve 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası.4- Sanıklar ... ve ... hakkında;Atılı suçlardan CMK'nun 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat.TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Katılanlar....'nin, sanık ... hakkında suçluyu kayırma suçundan kurulan hükmü temyize yetkileri bulunmadığından, katılanlar vekilinin bu suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin CMUK'nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.2- Sanıklar ..., ..., ... ve ...'in maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerini, sanıklar müdafileri ile katılanlar vekilinin; sanık ...'ın maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme, sanık ... ...ı'nın bu suça yardım suçlarından kurulan beraat hükümlerinin ise katılanlar vekilinin temyizlerine hasren yapılan incelemesinde,Suç teşkil eden muayyen bir fiil, kişi tarafından müstakilen işlenebileceği gibi, birden fazla kişinin iştirakiyle de gerçekleştirilebilir. Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilebilmesi ve dolayısıyla haksızlık teşkil eden fiilin icrası üzerinde müşterek hakimiyet kurulması halinde müşterek failllik söz konusudur.Her bir müşterek faiiller suçun icrasına ilişkin müessir, fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır. Öyle ki bu katkı suç planının başarıya ulaşması açısından önem arz etmektedir. Müşterek faile suçun işleyişine bulundukları iştirak katkılarıyla suçun kanuni tarifinde yer alan objektif, maddi unsurlarının hepsini yalnız başına gerçekleştirmek zorunda değildirler. Fakat aralarındaki iş bölümü gereğince, bu maddi unsurlardan bir kısmını gerçekleştirmekle de fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurabilirler. Müşterek hakimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde suç ortaklarının suç icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunulan katkının arz ettiği önem, zaruret dikkate alınır.Azmettirme belli bir suç işleme hususunda henüz fikri olmayan ve dolayısıyla karar vermemiş olan bir kişinin bir başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. Azmettirenin kasten hareket etmesi gerekir. Kastın belli bir suçu işleme hususunda karar oluşturmayı, suçun bu kişi tarafından işlenmesi hususunu, azmettirilen suçun kanuni tanımındaki unsurları kapsaması gerekir. Azmettirme bir fiilin esaslı unsurlarıyla veya ana hatlarıyla somutlaştırılmış olmasını zorunlu ve yeterli kılar, bu nedenle suçun icra tarzına ilikin ayrıntıların belirlenmesine gerek yoktur. Azmettirilen fiilin tamamlanmış veya en azından teşebbüs aşamasında kalması gerekir. Azmettirmeye azmettirme de mümkündür. Bu durumdaki aradaki azmettirenin esas fiil failinin kimliği konusunda bilgi sahibi olması gerekmez, ancak işlenecek suç açısından düşüncesinin somutlaşması gerekir.Azmettirilenin sınırı aşması halinde önemsiz sapmalar, işlenen suçtan dolayı kişinin azmettiren sıfatıyla sorumlu tutulmasını engellemez. Azmettirilenin sınırı keyfiyet veya kemmiyet itibariyle aşıp aşmadığının irdelenmesi gerekmektedir...Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri 11. Bası Sayfa: 502 v.d )Öte yandan, tasarlamanın kabulü için öldürme kararının şarta bağlı olmadan alınması, ruhsal dinginliğe ulaşıldığını kabule elverişli makul bir süre geçmesine rağmen eylem kararlılığından dönülmemesi ve belli bir hazırlıkla sebat ve ısrarla öldürme fiilinin gerçekleştirilmesi gerekir.Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık ...'ın eşi ile maktul arasında ilişki olduğu gerekçesiyle...n olaydan yaklaşık 6 ay önce boşandığı, ancak bu olayın etkisini üzerinden atamadığı, maktule zarar vermek için sanık ...'den yardım istediği,...'in... sanık ... ile tanıştırdığı,...ile...in para karşılığında maktulün öldürülmesi için anlaştıkları,...in maktulün öldürülmesi işini sanık ...'ya havale ettiği, maktulün kullandığı otobüsün güzergahı ve plakasının sanık ...'ya bildirildiği, yapılan plan çerçevesinde olay günü...'nın otobüse bindiği, kendisini Urfa'lı olarak tanıtıp maktulle sohbet ettiği, zaman zaman da arkadaşı sanık ... ile konuştuğu, hatta bir ara...'nın telefonu maktule verdiği,maktulün ...i ile konuşarak 20 dakika sonra kapalı spor sahasının orada olacağını söylediği, denilen yere gelinince...'nın niza çıkarmak için ön kapıdan inmek istediği, maktulün ise buna izin vermediği, bu arada ...i'nin de otobüsün ön kapısının yanında beklediği,...'nın hakaret edip, eliyle kafasına vurduktan sonra, belinden çıkardığı bıçakla maktulü kalbinden yaraladığı, kapının önünde bulunan ...i'nin ise birkaç kez maktulü kastederek...'ya vur kendisine dediği,...'nın otobüsten inmeye çalışırken tekrar yukarıya çıkarak maktulü bu kez de bacağından bıçakladığı, ....ve ...i'nin az ilerde bulunan araca binerek kaçtıkları, maktulün ise kaldırıldığı hastanede öldüğü, böylece sanık ...'ın maktulün öldürülmesi hususunda sanık ...'i,...in de sanık ...'yı azmettirdiği, sanık ... ile sanık ...'nin ise yaptıkları plan çerçevesinde, aralarındaki iş bölümü gereği iştirak iradesiyle hareket ederek fiil üzerinde müşterek hakimiyet tesis edip, maktulü öldürdükleri anlaşılmakla,Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... ve...'nin maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme, sanıklar ...'in bu suçlara azmettirme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasıfları tayin, sanık ... hakkında kusurluluğu etkileyen sebeplerden haksız tahrikin niteliği, tüm sanıklar hakkında takdire ilişen cezayı azaltıcı sebep takdiri kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, sanık ...'in maktul ...'i kasten öldürme, sanık ...'in bu suça yardım suçlarından elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, duruşmalı olarak incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar.. müdafilerinin vasfa, haksız tahrikin varlığına ve derecesine, sanıklar ....müdafilerinin sübuta, katılanlar vekilinin sübuta, cezanın miktarına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,A-a- Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık ...'in, eyleminin TCK'nun 38/1. maddesinin yollamasıyla aynı Yasanın 82/1-a maddesi kapsamında kalmasına rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 37/2. maddesi delaletiyle uygulama yapılması,b- 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Yasanın TCK'nun 53. maddesindeki iptal edilen bölümleri nazara alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulamalar ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK'nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık ve mağdur için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin sanık ...'den tahsiline karar verilmesi,Yasaya aykırı ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK'nun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak,Hüküm fıkrasının sanık ...'e mahsus olan 4. bentteki "37/2" ibaresinin çıkartılarak, yerine "38/1 ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının yargılama giderine mahsus bölümünde yer alan ve sanık ...'den tahsiline karar verilen "561."TL müdafii ücretinden ibaret yargılama giderinin hükümden çıkartılarak, toplam "636,94.TL" olarak tesbit olunan miktarın "75,94.TL" olarak düzeltilmesine, yine sanıklar ... ve ... hakkında hüküm fıkralarındaki 5237 sayılı Yasanın TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin ''Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararındaki iptal kararındaki hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN ve re'sen de temyize tabi olan sanıklar... ve ...'nin maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme, sanık ...'in bu suça azmettirme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ...'in maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme, sanık ...'in bu suça yardım suçlarından kurulan beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,B- Sanık ...'ın, maktul ...'i kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,a- Sanık ...'ın, eyleminin TCK'nun 38/1. madesinin yollamasıyla aynı Yasanın 82/1-a maddesi kapsamında kalmasına karşın, uygulama bendinde TCK'nun 38/1. maddesinin gösterilmemesi,b- Maktulden, sanığa yönelen haksız fiilin ulaştığı boyut dikkate alındığında, sanık ... hakkında 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nun 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari oranda indirim yapılması yerine, yazılı şekilde 22 yıl hapis cezası verilmek suretiyle eksik ceza tayini,c- 04.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015, tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Yasanın TCK'nun 53. maddesindeki iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Yasaya aykırı olup, sanık ... müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, re'sen de temyize tabi olan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, sanık ... hakkında hükmolunan ceza miktarı, tutuklulukta geçen süre ve bozma gerekçeleri göz önüne alınarak müdafiinin tahliye talebinin reddine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.