Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9029 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 4626 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 3 - 2011/297900MAHKEMESİ : İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 21/06/2011, 2008/203 (E) ve 2011/176 (K)SUÇ : Çocuğu öldürmeye teşebbüs TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ömer'in eyleminin sübutu kabul, tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin meşru savunmaya, meşru savunmada yasal sınırın aşılmasına, eksik incelemeye, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya denetimli serbestlik uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık Ömer'in ............, mahallesinde bir matbaada işçi olarak çalıştığı, olay günü olan 07/07/2006 tarihinde saat 18:00 sıralarında matbaanın dışında merdivenlerde oynayan çocukları merdivenlerden düşebilecekleri konusunda uyardığı, mağdur Ramazan'ın uyarıyı üzerine alması nedeniyle aralarında tartışma çıktığı, mağdurun sanığa küfür ettiği, sanığın da mağdura küfür ettiği, mağdurun olay yerinden ayrılıp gittiği ve kısa bir süre sonra arkadaşları ile birlikte sanığın çalıştığı işyerinin önüne gelip, sanığa hitaben bağırıp çağırarak gittikleri, saat 19:00 sıralarında işyerinden çıkan sanığın evine doğru yolda yürüdüğü sırada mağdur ve arkadaşlarının sanığa saldırması üzerine sanığın, üzerinde taşıdığı bıçak ile mağduru sırt, sağ kalça ve sol uyluk bölgelerinden yaraladığı ve olay yerinden kaçtığı, mağdurun sırtındaki yaralanmasının pnömotoraksa ve yaşamını tehlikeye sokan duruma neden olduğu, sağ kalça ve sol uyluk bölgelerindeki yaralanmalarının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu olayda; hareketli kavga ortamında, hayati bölgelerin hedef alındığını gösterir kesin ve yeterli kanıt bulunmaması, sanık ile mağdur arasında öldürmeyi gerektiren husumet bulunmaması, yaraların niteliği ve sayısı, engel hal olmadığı halde eylemin sürdürülmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın "kasten yaralama" suçundan cezalandırılması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün, tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 04/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.