Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 885 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 9383 - Esas Yıl 2009
TEBLİĞNAME : 1-B/09/240230Mahkemesi:(BAKIRKÖY) Onbirinci Ağır Ceza MahkemesiTarih Esas Karar No:03.02.2009-80/17Suç:Kasten adam öldürmek ve izinsiz silah taşımak E.. Y..'ı kasten öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık T.. D..'nin yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (BAKIRKÖY) Onbirinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 03.02.2009 gün ve 80/17 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1- 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden;Katılanların hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, katılanlar vekilinin temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Tayyar’ın kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş bulunduğundan, katılanlar vekilinin suç niteliğine, TCK 62. maddesinin uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; a) Oluşa, dosya içeriğine ve kabule göre, maktül Erdoğan’ın olay tarihinden yaklaşık bir ay önce sanık Tayyar’la anlaşarak işyerine güvenlik kamerası ve alarm taktırdığı, sanığın yaptığı işin bedelini defalarca istemesine rağmen tamamını alamadığı, maktülün sanığı oyaladığı, olay gecesi de bu konuyu görüşmek amacıyla maktülün işyerine gittiği, işyeri girişinde karşılaşarak içeri birlikte girdikleri, maktülün işyeri kapısını kapattığı sırada sanığın aralarında herhangi bir tartışma olmaksızın tabancasını çıkartarak maktüle ateş ettiği olayda, haksız hareketlerin niteliği dikkate alındığında 12 ila 18 yıl arasında hapis cezası öngören TCK.nun 29. maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında, üst sınırdan ceza verilmesi yerine 15 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini, b) Katılanlar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirmelerine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmolunmaması, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre gözönüne alınarak sanık ve müdafiinin tahliye talebinin reddine, 21.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.