Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8807 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 6925 - Esas Yıl 2011
Tebliğname No : 3 - 2010/283729MAHKEMESİ : Ödemiş Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 08/04/2010, 2009/284 (E) ve 2010/100 (K)SUÇ : Silahla kasten yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA 1)Sanık Mustafa hakkında basit yaralama suçlarından verilen adli para cezasına ilişkin hüküm, tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan, sanık Mustafa müdafiinin ve katılan sanık Hüseyin müdafiinin bu suça yönelik temyiz taleplerinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir. 2)Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Hüseyin'in katılan Mustafa'ya karşı silahla kasten yaralama suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliğini tayin, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Hüseyin müdafiinin eksik incelemeye, sübuta, TCK.nun 62., CMK.nun 231/5 maddesinin uygulanması gerektiğine; katılan Mustafa vekilinin suç vasfına, teşdiden ceza tayini gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanık Hüseyin müdafiinin, hükümden sonra verdiği 13.09.2011 günlü dilekçesiy1e, sanık hakkında Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nce düzenlenen 17.08.2010 günlü rapora göre, sanığın 12/08/2010 tarihinde işlediği iddia edilen tehdit, hakaret, kasten yaralama suçlarına ilişkin cezai ehliyetinin bulunmadığını, hakkında TCK.nun 32/1 maddesinin uygulanması gerektiğini bildirmesi karşısında; sanığın varsa önceye ait raporları da getirtilerek, sonradan aldırılan raporları ve adli tahkikat dosyası ile birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek, Gözlem İhtisas Dairesinde müşahadeye tabi tutulup, bu dairece düzenlenen raporla birlikte 4. İhtisas Kuruluna gönderilerek suç tarihi itibariyle "işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı, bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı konularında" rapor alınması, alınan raporlar arasında çelişki bulunması halinde Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayininin gerekmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık Hüseyin müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 28/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.