Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8720 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3895 - Esas Yıl 2010





TEBLİĞNAME : 1-B/2010/118353MAHKEMESİ :OSMANİYE Birinci Ağır Ceza MahkemesiTARİH VE NO :17/11/2009-136/227 SUÇ :Öldürme Eşi S.. Ç..'ı öldürmekten sanık İ.. Ç..'ın bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (OSMANİYE) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17/11/2009 gün ve 136/227 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla beraber Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından da istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1-) 17.11.2009 olan karar tarihinin gerekçeli karar başlığında 29.11.2007 olarak gösterilmesi mahallince düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak görülmüştür. 2-) Olay günü, maktulün evinde ölü olarak bulunduğu, 24.03.2004 tarihli ölü muayene tutanağına göre tahminen 5 ile 7 saat önce yani saat:21.00-22.00 sıralarında ölmüş olabileceğinin belirtildiği, tanık beyanlarına göre muhtemelen ölüm saatinde sanığın kardeşleri ile birlikte işlettiği lokantada ve tanık Suat'ın büfesinde olduğu, saat: 23.00 civarında maktulün eve gelen çocuklarının cesedi bulduğu, yengeleri olan tanık Dursel'e haber verdikleri, tanık Dursel'in ilk bakışta maktulün düştüğünü sanması üzerine sanığın çalıştığı lokantaya telefon açtığı, sanığın kardeşi Abdullah'a eve gelmelerini söylediği, bu sırada lokantada olan sanığın da ölüm olayında, bu şekilde haberdar olduğu Dairemizin 28/06/2007 günlü bozma kararımızda açıklandığı gibi, sanığın olay anında işyerinde çalıştığı konusunda yaptığı savunma tanıklarca doğrulandığı, öldürülenle sanığın ortak çocukları olan küçük tanık Halil 'in anlatımlarına tek başına başka bir anlatımla diğer delillerle desteklenmeden itibar edilemeyeceği, esasen bu tanığın açıklamalarının çelişkili bulunduğu gibi tanık Sebile yanında iken ifadesinin tespit edildiği, öldürülenin tırnak aralarında yer alan dokuların muhtemelen boğuşma sırasında oluşup üçüncü kişiye ait olduğu, sanıkla bir ilgisinin bulunmadığı, öldürülenin aile dışı gizli ilişkilerinin bulunduğunun ifade edildiği, böylece sanığın atılı suçu işlediği konusu büyük ölçüde kuşkulu kaldığı, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar vermek gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 30/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.