TEBLİĞNAME : 1-B/2010/193451MAHKEMESİ :ADANA Dördüncü Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO :11.02.2010 - 230/45SUÇ :Kasten insan öldürmeye teşebbüs ve tehdit M.. A..'ı kasten öldürmeye teşebbüsten ve tehditten sanık O.. U..'un yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (ADANA) Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.02.2010 gün ve 230/45 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Osman’ın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde tehdit suçunun niteliği tayin kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin tahrik nedeniyle indirim yapılması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 1- Sanık Osman’ın, mağdur Mahmut’a yönelik eylemi yönünden; Oluş ve dosya içeriğine göre; olay günü sanığın, mağduru sol meme altında hemopnömotoraks, söl ön kol ulnar yüzde cilt kesisi oluşturacak şekilde iki bıçak darbesiyle yaraladığı, sadece sol meme altındaki yaranın göğüse nafiz olduğu, sanık ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirir husumet bulunmadığı, sanığın kardeşi olan tanık Funda ile tartıştığı sırada araya giren mağdurun özellikle hayati organlarının bulunduğu bölgenin hedef alındığına dair yeterli ve kesin kanıt bulunmadığı, engel bir durum olmadığı halde eylemi sürdürmediği dikkate alındığında, sanığın öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, zararın ağırlığı ve yara sayısı gözetilerek, kasten bıçakla yaralama suçundan ancak temel cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Hüküm fıkrasında, sanığın yargılamadaki iyi hali lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek verilen cezalarda TCK.nun 62. maddesi gereğince indirim yapılmasına rağmen, gerekçeli kararda suçtan pişmanlık göstermeyen sanık lehine takdiri indirim hükmünün uygulanmasını gerektirecek yasal ve takdiri nedenlerin bulunmadığından bahsedilerek, hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 14.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.