MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya muhalefetHÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında: Beraat2- Sanık ... hakkında: a-6136 sayılı Yasanın 13/1, 62, 52/2-4 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası b- TCK'nun 86/1-3-e, 29, 62 maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 25 gün hapis cezasıTÜRK MİLLETİ ADINA O yer Cumhuriyet savcısının sadece sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünü, katılan vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat ve sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerini, sanık ... müdafiinin ise 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerini temyiz ettiği gözetilerek yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'in, katılan ...'a yönelik eylemi ile 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun vasfı tayin, takdiri indirim sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma ve düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılan vekilinin “sanık ... hakkında TCK'nun 37. maddesinin uygulanması gerektiğine”, o yer Cumhuriyet Savcısının “usul ve yasaya aykırı karar verildiğine”, sanık ... müdafiinin “eksik incelemeyle karar verildiğine, TCK'nun 89. maddesinin uygulanması gerektiğine”, vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, I- Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;TCK'nun 58. maddesinin uygulanmasına esas alınan ...Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2011 tarihli, 2010/98 E., 2011/8 K. sayılı ilamında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlâli şeklinde iki ayrı suç ve hüküm bulunduğu, 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi uyarınca sadece en ağır cezayı içeren hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmüyle ilgili cezaya yer verilmesiyle yetinilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ile 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. ve 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulamanın yasaya aykırı olduğu anlaşılmakta ise de; bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümün “...Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2011 tarihli, 2010/98 E., 2011/8 K. sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan verilmiş olan 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanı infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına”, TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün ise "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK'nun 53/1-2-3.maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA, II- Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet, sanık ... hakkında aynı suçtan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde ise; Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; katılan ...'un önceki yıllarda sanık ...'e borç para verdiği, ...'in borcunu ödeyememesi üzerine yasal yollara başvurarak alacacağını tahsil ettiği, ...'in bu nedenle katılana husumet duyduğu, kardeş olan ve günlük gelirlerinin 40 TL olduğu belirtilen ... ve ...'in olay tarihinden bir gün önce ...'a ait işyerine giderek camları film ile kaplanmış bir aracı piknikte kullanmak amacıyla günlüğü 100 TL'den kiraladıkları, bu araçla olay günü akşam saatlerinde katılanın evinin yakınlarına gittikleri, ...'in aracın içinde beklediği, ...'in ise araçtan inip sokakta yürümekte olan katılan ...'un yanına yaklaşarak ona silah doğrulttuğu, “şimdi iki tane senin kafana, bir tane de kendi kafama sıkacağım” biçiminde sözler sarfettiği, katılanın, sanık ...'in elindeki tabancayı almaya çalıştığı sırada aralarında boğuşma yaşandığı, daha sonra birkaç metre geriye çekilen ...'in katılana doğru iki ateş ederek sağ baldırından yaraladığı, ...'in araçla gelip ...'i alarak olay yerinden kaçırdığı anlaşılan olayda; a) Olayın başlangıç ve gelişim şekli dikkate alındığında katılan ...'tan kaynaklanan ve haksız tahrik teşkil eden söz veya eylem bulunmadığı halde, ...'e verilen cezadan TCK'nun 29. maddesi uyarınca indirim yapılması,b) Sanık ... hakkında TCK'nun 86/1. maddesi uyarınca belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden, aynı Kanun'un 86/3-e. maddesi ile yapılan 1/2 oranındaki artırım sırasında 1 yıl 15 ay hapis cezası yerine, hesap hatası sonucu 2 yıl 3 ay şeklinde ceza tayin edilmesi, c) ... Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2011 tarihli, 2010/98 E., 2011/8 K. sayılı ilamıyla hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlâli suçları kapsamında sanık ... hakkında birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğu, 5275 sayılı Kanun'un 108/2.maddesi uyarınca sadece en ağır cezayı içeren hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün TCK'nun 58. maddesi uygulamasına esas alınması gerektiğinin nazara alınmaması,d)24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. ve 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında, sanık ...'in hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, e) Sanık ...'in kardeşi olup olayın başından beri onunla birlikte hareket eden, bu kapsamda camları film ile kaplı bir araç araştıran sanık ...'in kendi kullanımındaki araç ile olay yerine gelerek aracın içinde beklediği sırada ...'in ...'u silahla yaraladığı, ardından sanık ...'in, ...'i tekrar araca alarak katılan ...'a yönelik eylemine yardım iradesini açıkça gösterdiğinin anlaşılması karşısında; kasten yaralamaya yardım fiilinden cezalandırılması gerektiği gözetilmeden oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu beraatine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve katılan vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.