Tebliğname No : 1/B - 2011/115436MAHKEMESİ : Hatay 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ ve NO : 29/09/2010, 2010/197 (E) ve 2010/172 (K)SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs TÜRK MİLLETİ ADINA 1-a) Sanık Ahmet vekilinin süresinden sonra yaptığı duruşmalı temyiz talebinin CMUK'nun 318. Maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. b) Dosya kapsamına göre; ilk haksız hareket sanık Ahmet tarafından yapılmış ise de, olayın devamında katılan Mehmet'ten sanık Ahmet ve ailesine yönelen haksız tahrik teşkil eden söz ve davranışların ulaştığı boyut dikkate alındığında tahrikteki dengenin sanık lehine bozulduğu dikkate alınarak mahkemenin sanık lehine asgari düzeyde haksız tahrik indirimi uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu yöne ilişen bozma düşüncesi benimsenmemiştir. 2- Sanık Ahmet hakkında katılan Mehmet'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sanık Veysi hakkında mağdur Mehmet'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ahmet'in mağdur Mehmet'e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, haksız tahrik ve takdiri indirim nedeninin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Ahmet müdafiinin sübuta, Cumhuriyet Savcısının haksız tahrikin bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle; A) Sanık Veysi hakkında katılan Mehmet'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan beraat hükmü ile sanık Ahmet hakkında katılan Mehmet'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; 1- Dosya kapsamına göre, sanık Ahmet'in ailesi ile katılanın ailesi arasında mülkiyeti sanık Ahmet'in ailesine ait olan arsaya katılan tarafından dikilen asma ağacı nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, olay günü sanık Ahmet'in, tanık Fevziye ve yanındaki iki erkek şahıs ile katılanın evine giderek katılanın evde olup olmadığını sorup evde olmadığını öğrenince katılanın eşi olan tanık Hatice'nin beyanına göre sanığın küfür ve tehditlerde bulunarak arsada bulunan asmayı söktüğünü beyan ettiği, tanık Hatice'nin telefonla haber vermesi üzerine katılan Mehmet'in tanıklar Mustafa ve Mehmet ile birlikte sanık Ahmet ve ailesinin evinin önüne geldiğinde elindeki sopa ile sanık Veysi'nin aracının camlarını kırarak kaportasına zarar verdiği, sanıklara yönelik olarak küfürler edip sanık Veysi ile tartışmaya başladığı, ancak tanıklar Mustafa ve Mehmet Y.araya girmesiyle kavganın önlendiği, bu sırada sanık Ahmet'in elinde satırla olay mahalline geldiği, ancak tanıkların araya girerek sanığın elindeki satırı alarak ileriye doğru attıkları sırada tartışmanın tekrar başladığı, katılan Mehmet'in tartışmayı görerek evinin önüne inen sanıkların annesi Fevziye'ye tokat attığı, bu durumu görerek sinirlenen sanık Ahmet'in katılan ve tanıkların beyanına göre abisi sanık Veysi'nin katılanın kollarını arkadan tutması sayesinde katılana bıçakla birden fazla darbe vurarak katılanı hayati tehlike geçirtecek, dalak alınmasına, diyafragma ve barsaklara dikiş atılmasına neden olacak şekilde yaraladığı olayda; katılan Mehmet ile olayın görgü tanığı tanık Mustafa G. kolluk ve duruşmadaki ifadelerinde istikrarlı bir şekilde "sanık Veysi'nin katılan Mehmet'in kollarını arkadan tutup bırakmadığını, sanık Ahmet'in bu sırada katılanı bıçakladığı ve sanık Veysi'nin katılanın kollarını bırakınca katılanın yere düştüğünü" beyan ettikleri dikkate alındığında sanıklar Ahmet ile Veysi'nin fiil üzerinde hakimiyet kurarak suçu birlikte işledikleri anlaşıldığından sanık Veysi hakkında TCK'nun 37/1 maddesi delaletiyle 81, 35, 29 maddeleri gereğince hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, 2- Sanık Ahmet hakkında suça teşebbüs uygulamasını düzenleyen 9-15 yıl arasında hapis cezası öngören TCK'nun 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zarar ve tehlike birlikte dikkate alınarak 9-15 yıl arasında makul bir ceza tayini yerine yasada gösterilen üst sınırdan fazla olarak yazılı şekilde 20 yıl ceza tayin edilmesi, Yasaya aykırı olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyizi itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (BOZULMASINA), 17.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.