Tebliğname No: 1 - 2013/5513MAHKEMESİ : Akşehir Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 14/09/2012, 2011/46 (E) ve 2012/73 (K)Suç : Kasten yaralama sonucu ölüme neden olmakTÜRK MİLLETİ ADINA1-Suça sürüklenen çocuk Mustafa hakkında kurulan 14.09.2012 tarihli hüküm, 17.09.2012 tarihli dilekçe ile müdafii tarafından temyiz edilmiş ise de, suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını ikmal etmesinden sonra verdiği ve hükmün onanmasını isteyen 18.09.2012, 09.10.2012, 05.11.2012. 23.05.2013 ve 18.06.2013 tarihli dilekçeler, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.02.2008 tarih ve 2008/1-9/15 sayılı kararı uyarınca, temyizden vazgeçme olarak kabul edildiğinden, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz talebinin CMUK.nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.2-Suça sürüklenen çocuk Mustafa'nın kayden 01.01.1993 olan doğum tarihinin 31.01.1993 olarak düzeltilmesine karar verildiği halde, gerekçeli karar başlığında doğum tarihinin 01.01.1993 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.3-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuk Mustafa'nın mağdur Ali'ye yönelik eyleminin sübutu kabul, yaş küçüklüğüne ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Suça sürüklenen çocuk Mustafa ile arkadaşı tanık Haydar'ın olay günü saat 15.00 sıralarında maktul Ali ve arkadaşı İrfan ile karşılaştıkları, Mustafa'nın Ali'ye "senin kız arkadaşını Haydar'a ayarladık" dediği, Ali'nin de Mustafa'ya "adam akıllı dur, canımı sıkma" şeklinde karşılık verdiği, tarafların ayrıldığı, aynı gün saat 17.30-18.00 sıralarında tekrar karşılaştıklarında maktul Ali'nin Mustafa'nın daha önce söylediği söz nedeniyle tanık Haydar'ın üzerine yürüdüğü, birbirlerini itekledikleri, suça sürüklenen çocuk Mustafa'nın maktul Ali'yi, tanık İrfan'ın da tanık Haydar'ı tutarak kavgayı ayırdıkları, bu sırada Ali'nin parmağının acıması nedeniyle Mustafa'ya elini çekmesini söylediği, ardından da ikisinin kol kola girerek tanıklara peşlerinden gelmemelerini, konuşacaklarını söyleyerek tanıkların yanından uzaklaştıkları, olay yerine gittiklerinde maktulün gömleğini çıkarttığı, görgü tanığı bulunmayan olayda suça sürüklenen çocuk Mustafa'nın maktul Ali'yi batın sol kadranda kosta yayının hemen altında olacak şekilde bıçak ile yaraladığı, Ali'nin düşüp acı çekmeye başlaması üzerine maktulü daha aydınlık olan bir evin önüne 35 metre kadar taşıdığı, polisi arayarak yaralı bir şahıs olduğunu bildirdiği, olay yerine polis ekibi geldiğinde de maktulün yerini gösterdiği ve olayı kendisinin yaptığını söylediği, maktulün batına nafiz omentum, mide ve arteriye hepatika komminis yaralanmasına neden olan bıçak yarasına bağlı iç organ hasarı, büyük damar kesilmesinden gelişen iç kanama neticesi öldüğü anlaşılmakla;a-Suça sürüklenen çocuk Mustafa'nın maktulün hayati bölgesini hedef alarak, elverişli vasıta olan bıçak ile bir kez vurmak suretiyle iç organ hasarı ve büyük damar kesilmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda, eyleme bağlı ortaya çıkan kastının kasten öldürme olduğu düşünülmeksizin, icra hareketlerinin tamamlanmasından sonra duyulan pişmanlığın gerekçe gösterilerek suçun nitelendirilmesinde hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,b-Olayın başlangıcında maktule "senin kız arkadaşını Haydar'a ayarladık" diyerek ilk kışkırtmanın suça sürüklenen çocuktan geldiği, tanık beyanlarına göre olay yerine kol kola girip konuşmaya gittiklerini söyleyerek tanıkların yanından ayrıldıkları, suça sürüklenen çocuğun soruşturma aşamasında olayın sıcağı sıcağına alınan 04.01.2011 tarihli savcılık ve sorgu hakimliğindeki savunmalarında, olay yerinde maktulün kendisine vurmadığını, tehdit ve hakaret etmediğini, sadece yerden bir taş alıp attığını beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise maktulün sinkaflı sözlerle hakaret ettiğini, eline taş alıp üzerine yürüdüğünü, tehdit ettiğini, taş fırlatmadığını ileri sürdüğü anlaşılmakla, maktulden suça sürüklenen çocuğa yönelen haksız tahrik oluşturan haksız bir fiil bulunmadığı halde, daha az ceza almaya yönelik savunmaya itibar edilerek haksız tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,c-Takdiri indirim hükümleri uygulandığı halde, hüküm fıkrasında madde numarasının gösterilmemesi,d-T.C.Anayasası'nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK.nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına ilişkin Yönetmeliğin 8.maddesi gereğince, suça sürüklenen çocuk için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretlerinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmesi,Bozmayı gerektirmekle, katılan vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle, hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi farklı gerekçeyle (BOZULMASINA), ceza miktarı ve tutuklulukta kalınan süre nazara alınarak suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve suça sürüklenen çocuğun tahliye taleplerinin REDDİNE, 06/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.