Tebliğname No: 1 - 2012/270047MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO: 04/09/2012, 2011/281 (E) ve 2012/290 (K)SUÇ : Kasten öldürme TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın eyleminin sübutu kabul, haksız tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin derecesi ve niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiilerinin temyiz delikçesinde ve duruşmalı incelemede sübuta, haksız tahrikin derecesine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın maktülün halasının eşi olduğu, olaydan 10 gün önce sanığın alacağını istemesi üzerine maktülün, sanığa hakaret ettiği, olay günü mağdurun borcunu ödemek için sanığın evine gittiği, aralarında çıkan tartışmada maktülün tekrar hakaret etmesi üzerine, sanığın maktülün kafasına sert bir cisim ile bir kez vurduğu, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesinin 14.12.2011 tarih 4089 sayılı raporunda "kesin ölüm nedeninin künt kafa travmasına bağlı akut subdural kanama ve buna bağlı komplikasyonlar olduğu, maktülün kullandığı coumadin isimli ilacın ve mevcut beyin damar hastalığının bu kanama oluşumunu kolaylaştırıcı nitelikte olduğu" belirtilmesine rağmen, yine aynı raporda "yaralanmanın sağlıklı bir kişide dahi başlı başına öldürücü nitelikte olduğunun" belirtilmesi karşısında, tüm dava dosyası, tedavi evrakları ve raporlar gönderilmek sureti ile Adli Tıp Genel Kurulu’ndan kesin ölüm nedeni ve maktülün önceden mevcut olan hastalıklarının, kullandığı ilaçların ve geçirmiş olduğu operasyonların ölüm üzerinde etkili olup olmadıkları konusunda rapor aldırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmeyerek Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun çelişkili raporu esas alınarak hüküm kurulması, 2- Hak yoksunluğuna ilişkin 5237 sayılı TCK'nun 53.maddesinin uygulanması sırasında 53/1-c maddesindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından kısıtlılık süresinin belirlenmesinde kendi alt soyu üzerindekiler ile diğer kişiler üzerindekiler arasında bir ayrım yapılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiilerinin sair temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, re'sen de temyize tabi olan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 03/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.