Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7073 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 563 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 1 - 2011/317161MAHKEMESİ : Konya 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 27/05/2011, 2010/228 (E) ve 2011/178 (K)SUÇ : Kasten Yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Oluşa ve dosya içeriğine göre, mağdur Mehmet hakkında Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 05.05.2010 tarihli adli rapor ve 26.05.2010 tarihli oturumda dinlenen Adli Tıp Uzmanı bilirkişisi mütalaası dikkate alındığında; tebliğnamenin, mağdur hakkında yeniden adli rapor aldırılması yönünde eksik soruşturmaya yönelen ve bozma öneren düşüncesi benimsenmemiştir. 2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Hasan'ın, mağdur Mehmet'e yönelen eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık ve mağdurun olaydan 7-8 ay öncesinde hayvan otlatma meselesi nedeni ile tartıştıkları ve bu nedenle aralarında husumet oluştuğu, olay günü sanığın, önceki husumetin etkisi ile mağduru görüp yanına gittiği ve aralarında hiçbir konuşma geçmeksizin bıçakla bir kez şiddetlice vurarak mağduru, batın bölgesine isabetle, karaciğerde yaralanma meydana getiren ve yaşamını tehlikeye sokan nitelikte yaraladığı, olay yerinde bulunan tanıklar Abdullah ve Ramazan'ın, sanığı tutarak daha fazla vurmasına engel olmaları üzerine, sanığın kaçarak uzaklaştığı olayda; A) Kullanılan silahın elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi, darbenin şiddeti ve engel durum dikkate alındığında, sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, kasten öldürmeye teşebbüs yerine yazılı şekilde suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek kasten yaralama suçundan hüküm kurulması; B) Sanığın, tarafsız kamu tanıkları tarafından doğrulanmayan mağdurun kendisine sinkaflı sözler söyleyerek hakaret ettiğine ilişkin savunmasının, daha az ceza almaya yönelik olduğu anlaşılmakla birlikte; sanığın, tüm aşamalardaki savunmalarında istikrarlı bir şekilde, olaydan 7-8 ay önce hayvan otlatma meselesi nedeni ile mağdurla tartıştıklarını, mağdur ve kardeşlerinin kendisini dövdüklerini hatta bu olay nedeni ile mahkemelik olduklarını bildirdiği, mağdurun da alınan beyanında önceki tartışmayı doğruladığı görüldüğünden; bu hususta adli makamlara yansımış herhangi bir soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının araştırılması, sonucuna göre sanık hakkında TCK’nun 29.maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin tartışılması gerektiği gözetilmeksizin; tarafsız tanık anlatımları ile doğrulanmayan sanık savunmasına itibar edilerek, mağdurun olay sırasında sanığa hakaret ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde haksız tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini; Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 27/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.