Tebliğname No : 1 - 2011/189478MAHKEMESİ : Çanakkale Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 04/11/2010, 2010/401 (E) ve 2010/355 (K)SUÇ : Kasten yaralama, kasten yaralamaya teşebbüs, tehdit, 6136 sayılı Yasaya aykırılık. TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Katılan Kaan’ın "6136 sayılı Kanuna muhalefet" suçundan açılan kamu davalarına katılma ve verilen hükümleri temyiz etmeye yetkisi bulunmadığından, bu suçtan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin, CMUK'nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, sanık Mustafa’nın "6136 sayılı Kanuna muhalefet" suçu yönünden, 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hüküm, aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itiraz yoluna tabi olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, sözkonusu hükmün, itiraz merciince incelenmesi mümkün görülmüş, temyiz edenlerin sıfatları ve dilekçelerinin içeriklerine göre temyiz incelemesi, sanık Kubilay’ın mağdur Kaan’a yönelik eyleminden kurulan hüküm yönünden yapılmıştır. 2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Kubilay’ın mağdur Kaan'a karşı eyleminin sübutu kabul, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Kubilay müdafiinin bir sebebe dayanmayan; katılan Kaan’ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Dosya kapsamına göre, mağdur sanık Kubilay’ın işlettiği çay bahçesi ile mağdur sanık Kaan’ın babasının işlettiği çay bahçesinin komşu oldukları, Kubilay’ın sınırları belirleme adına, karşı taraftan herhangi bir izin almadan, her iki işyeri arasına ip çektiği, bu arada rakip işletmeye ait birkaç masa ve sandalyeyi de fırlatıp attığı, bir süre sonra işyerine gelip durumu fark eden Kaan’ın, yanına çalışanları Nedim ve Devrim’i de alarak Kubilay’ın yanına gittiği, taraflar arasındaki diyaloğun bir süre sonra tartışmaya dönüştüğü, ardından Kaan’ın ağaçların arasına bağlanmış ipi kesmeye çalıştığı sırada, Kubilay’ın yanında garsonluk yapan Mustafa’nın belinden aldığı 6136 sayılı Kanun kapsamındaki silahla yaklaşık 6,5 metre mesafede bulunan Kaan’a doğru ateş ettiği, herhangi bir isabet almayan mağdurun kaçmaya başlaması ile birlikte sanığın atışlarına devam ettiği, bu şekilde beş altı el ateş eden sanığın, etrafın düz bir alan olmayıp ağaçlık bir arazi yapısına sahip olması nedeniyle kendisine avantaj sağlayan ve koşarken sağa sola manevralar yapan mağdura herhangi bir isabet kaydettiremediği, akabinde o sırada olay yerinde tesadüfen bulunan polislerin müdahale edip etkisiz hale getirmeleri sonucu sanığın eylemini tamamlayamadığı olayda, Suçta kullanılan aletin öldürmeye elverişliliği, hedef alınan vücut bölgeleri, atış mesafesi ve engel halin varlığı dikkate alındığında, eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılan sanığın, meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözönünde bulundurularak, "öldürmeye teşebbüs" suçundan makul bir ceza ile cezalandırılması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde "kasten yaralama" suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan Kaan ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 27/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.