TEBLİĞNAME : 1-B/08/246934MAHKEMESİ :(İSTANBUL)Üçüncü Ağır Ceza MahkemesiTARİH VE NO :20.06.2008-127/186SUÇ :Kasten yaralamak ve izinsiz silah taşımak O.. K.. ile M.. C..'i kasten yaralamaktan ve izinsiz silah taşımaktan sanık A.. S..'nun yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (İSTANBUL) Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.06.2008 gün ve 127/186 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Dosya içeriğine ve gösterilen gerekçeye göre, sanık Aziz’in mağdurlara yönelik eylemlerinin tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek suçunu oluşturduğuna ilişkin sanık müdafiinin savunmalarını karşılayacak şekilde hükmün gerekçesinde tartışılmamış olması, bozma nedeni de gözetilerek sonuca etkili görülmediğinden, tebliğnamedeki (1) nolu bozma düşüncesi benimsenmemiştir. 2- Sanık Aziz hakkında mağdurlar Mehmet ve Osman’ı kasten silahla yaralama ve 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçunun niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre kurulan hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin suç vasfına, tahrikin varlığına vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; A-a) Sanık hakkında mağdurlar Mehmet ve Osman’ı kasten silahla yaralama suçlarından kurulan hükümlerde; Dosya kapsamına göre, mağdur Mehmet’in işletmekte olduğu işyerinde arkadaşı olan mağdur Osman’la sohbet ettikleri sırada; alkollü olan sanığın, mağdur Mehmet’ten önce rakı istediği, mağdur Mehmet’in olumsuz yanıt vermesi üzerine, 15 dakika sonra tekrar gelerek bu kez bira ve açacak istediği, mağdur Mehmet’in biraları verdiği ancak açacak olmadığını söylemesi üzerine, biraları almadan gidip yaklaşık 20 dakika sonra tekrar geldiği ve yanında getirdiği silahla sohbet etmekte olan mağdurlara hiçbir şey konuşmadan birer el ateş ederek, mağdur Mehmet’in parakolik bölgesine isabet eden mermi çekirdeği nedeniyle hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, mağdur Osman’ın da batın sol üst kadranına isabet eden mermi çekirdeğinin vertebra lamina ve transvers proçaslarde hayati fonksiyonlarının beşinci derecede etkileyecek şekilde kemik kırığına neden olduğu ve hayati tehlike geçirmesine yol açtığı, mağdurların acilen ameliyata alınarak hayata döndürüldükleri olayda; hedef alınan vücut bölgeleri, silahın niteliği, atış mesafesi dikkate alındığında, sanığın mağdurlara yönelik kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, mağdurları öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılması gerekirken, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçlarından karar verilmesi, b) Kabule göre de; Sanık hakkında mağdur Osman’ı kasten silahla yaralama suçundan kurulan hükümde;Sanık hakkında sadece en ağır cezayı gerektiren sonuçtan dolayı bir defa cezalandırılması ve 5237 sayılı Yasanın 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 62 ve 53. maddelerinin tatbiki ile uygulama yapılması ile yetinilmesi gerekirken, 86/1, 86/3-e ve 87/1-d. maddeleri uyarınca belirlenen ceza üzerinden uygulama yeri bulunmayan ve bu maddelere atıfta yapmayan 87/3. maddesi ile bir kez daha artırım yapılmak suretiyle yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması, B) 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hükümde;5271 sayılı TCK.nun 231.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin verilen kararda gösterilen gerekçenin, aynı Yasa hükmünün 6. fıkrasının “a”, “b” ve “c” bentlerinde belirtilen yasal değerlendirmeleri taşıması gerektiği hususu göz ardı edilerek, “suçun işleniş biçimi, suç saikleri, tehlikenin ağırlığı, ruhsatsız tabancanın insan yaralamada kullanılması, sanığın mensup olduğu mesleğin itibarını sarsması nazara alınarak” denilmek suretiyle yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmekle, CMUK.nun 326-son. Maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), sanığa verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında sanık müdafiinin tahliye talebinin reddine, 26.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.