Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6800 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4832 - Esas Yıl 2010
Y A R G I T A Y İLAMI (KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)TEBLİĞNAME : 1-B/2010/180442MAHKEMESİ :Ardahan Ağır Ceza MahkemesiTARİH VE NO :19/03/2010 -2010/152 SUÇ:Adam öldürme Kasten öldürme suçundan sanık H.. A.. hakkındaki Kars Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/276 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında tanık olarak dinlenen M. A.’nın bildirdiği telefon hattı ile 04/08/2009 ve 05/08/2009 tarihlerinde yapılan tüm görüşmelerin ayrıntılı dökümünün ve görüşme yapılan hat sahiplerinin kimlik ve adreslerini gösterir şekilde HTS raporlarının çıkarılarak gönderilmesi için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına müzekkere yazılmasına dair 03/12/2009 tarihli ara karara yönelik itirazın, şüpheli veya sanık sıfatı bulunmayan kişiler hakkında iletişimin tespiti kararı verilemeyeceğinden bahisle kabulü ile kararın kaldırılmasına ilişkin Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 19/03/2010 gün 2010/152 değişik iş sayılı kararında isabet görülmediğinden söz edilerek Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18/07/2010 gün B.03.0.CİG.0.00.00.04-105-36-5526-2010/8906/47495 sayılı yazılı istemleri gereğince dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK.nun 309 maddesi gereğince Kanun Yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/08/2010 gün 180442 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle, Gereği konuşulup, düşünüldü: Dosya kapsamına göre; Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 23/11/2009 tarihli ve 2009/12637-13042 sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. ve Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin 12. maddelerine göre; Hakim kararı gerektiren iletişimin tespiti tedbirinin şüpheli veya sanık tarafından kullanılan telefonlar hakkında uygulanabileceği, anılan düzenlemelerde tanıkların telefonlarına yönelik bir tedbirden bahsedilmediği, bu durumda adıgeçen tanığın telefonu açısından iletişimin tespiti uygulamasının mahkemenin genel soruşturması ve delil toplama yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, mahkemenin ilgili kurumdan tanığın telefonu ile yapılan görüşmelerin kimle, ne zaman, hangi suretle yapıldığına ilişkin kayıtları içeren iletişimin teşkilini isteyebileceği gözetilmeden itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir. IV-Sonuç ve Karar: Bu nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 19/03/2010 tarihli ve 2010/152 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309 maddesi uyarınca (BOZULMASINA), diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.