Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6777 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5093 - Esas Yıl 2010





TEBLİĞNAME : 1-B/2010/211634MAHKEMESİ :(İZMİR) Beşinci Ağır Ceza MahkemesiTARİH VE NO :20/06/2008-50/190 SUÇ :Kasten öldürmeye teşebbüs H.. A..'ü kasten öldürmeye teşebbüsten sanık Ş.. A..'in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (İZMİR) Beşinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20/06/2008 gün ve 50/190 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Sanığın askerliğini yaptığı döneme ilişkin İzmir Mevki Askeri Hastanesi Baştabipliği’nin 19.04.1995 gün ve 1057(2) sayılı raporu ile sanığın çocuksu aldırmaz davranışlar gösterme, öğrenim görememe, beceri geliştirememe gibi bir yapıya sahip olduğu, Manisa Ruh Sağlığı ve Akıl Hastalıkları Hastanesi’nin 03.02.2006 gün ve 557 numaralı raporu ile sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 06.04.2007 gün ve 2487 numaralı raporu ile sanıkta orta derecede zeka geriliğinin bulunduğu ve vesayet altına alınması gerektiği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nın 26.09.2007 gün ve 338 sayılı raporu ile orta derecede zeka geriliği bulunan sanığın TCK’nun 32/1 maddesine göre eylemle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin ortadan kalkmadığı, işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayacak nitelikte olduğu, ancak yine de aynı maddenin 2. fıkrasına göre mevcut “orta düzeyde zeka geriliği durumunun davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltabileceği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 4. İhtisas Kurulu’nun 14.03.2008 gün ve 939 sayılı raporu ile sanıkta cezai sorumluluğunu müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisini azaltacak mahiyet ve derecede olan, hafif derecede zeka geriliği denilen akıl zayıflığının saptandığı, adli dosyanın tetkikinde sanığın mezkûr suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak derecedeki bu akıl zayıflığının etkisi altında olduğunun anlaşıldığı, bu duruma göre sanığın cezai sorumluluğu tam olmayıp hakkında TCK’nun 32/2. maddesinin tatbikinin uygun olduğuna ilişkin raporlar değerlendirildiğinde; sanığın dava dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek Gözlem İhtisas Dairesinde müşahadeye tabi tutularak, suç tarihindeki akli durumu ve cezai ehliyeti konusunda Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi ve 4. İhtisas Kurulu’ndan rapor aldırılması, raporlar arasında çelişki bulunursa Adli Tıp Genel Kurulu’nda muayenesi yapıldıktan sonra aldırılacak rapora göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile karar verilmesi, Usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün, tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, bozma nedeni, ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süreler dikkate alındığında, sanık müdafiinin tahliye talebinin reddine, 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.