TEBLİĞNAME : 1-B/2011/146123Mahkemesi:(NİĞDE) Ağır Ceza MahkemesiTarih Esas Karar No:30.12.2010-41/348Suç:Kasten öldürmeye teşebbüs M.. T..'ı kasten öldürmeye teşebbüsten sanık T.. T..'ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne, CMK.nun 231/5 maddesi gereğince yaralamadan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin (NİĞDE) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 30.12.2010 gün ve 41/348 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Mağdur Fatma'yı yaralama suçundan sanık Tuğrul hakkında verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na dair karar, 5271 sayılı CMK.nun 231/12.maddesi uyarınca itiraz yoluna tabi olup, temyizi olanaklı olmadığından bu hususta mahallince değerlendirme yapılması mümkün görülmüş ve söz konusu hüküm inceleme dışı bırakılmıştır. 2- Sanık Tuğrul hakkında mağdur Mehmet'i öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması bozma nedeni dışında inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin haksız tahrik bulunduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Mağdur-katılan Mehmet'in, sanık Tuğrul'un amcası olduğu ve aynı köyde komşu olarak ikamet ettikleri, aralarında miras paylaşımı konusunda husumet bulunduğu, olay tarihinde Mehmet'in yanında diğer mağdur Fatma ile sanığın evinin önünden geçtiği sırada, sanığın ele geçirilemeyen pulluk demiri ile Mehmet'e bir kez vurduğu, yere düşen mağdura karşı eylemine devam etmeyerek yanından ayrıldığı, mağdurun sol frontalde lineer fraktür oluşması sonucu hayati tehlike geçirecek ve kırığın hayati fonksiyonlara etkisi ağır (4. derece) olacak şekilde yaralandığı olayda, Sanığın engel durum olmamasına rağmen kendiliğinden eylemine son vermesi, yaranın niteliği ve sayısı ile olay öncesine dayalı aralarında öldürmeyi gerektirir husumet bulunmaması da dikkate alındığında, ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla, olayın oluşu ve yaranın niteliği de gözetilerek, kasten yaralama suçundan alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek, öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), bozma nedenine ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık müdafiinin tahliye isteminin reddine, 01.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.