Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6429 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7859 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 1/B - 2009/180489MAHKEMESİ : Kayseri 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ ve NO : 17/04/2009, 2008/280 (E) ve 2009/114 (K)SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs TÜRK MİLLETİ ADINA A) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik incelemeye, suçun sübutuna, lehe yasa hükümlerinin uygulanmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak;1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay tarihinde mağdur Mehmet'in işletiği büfeye giden sanık Kasım'ın belindeki bıçağı mağdura gösterdiği bunun üzerine mağdurunda tezgahın altındaki bıçağı çıkartarak "bende de bıçak var ama kağıt kesiyorum ... " diyerek kendisinin de bıçağı olduğunu söylediği ardından sanık Kasım'ın mağdurun tezgahın üzerine bıraktığı bıçağı alarak mağduru ağır şekilde yaraladığı, mağdura ait cep telefonunu ve kasadaki paraları alarak işyerinden ayrıldığı, bu olayla ilgili olarak sanık Kasım hakkında aynı mahkemece yağma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 21.01.2009 tarih ve 3646/287 sayı1ı ilamıyla onanarak kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin yağma suçunun işlenmesini kolaylaştırmak amacı ile kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı TCK'nun 82/1-h, 35 maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak eksik ceza tayini, 2- 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanık hakkında velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili olarak getirilen kısıtlamanın, 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca yalnızca kendi alt soyu açısından şartla salıverilme tarihine kadar geçerli olduğunun, diğer kişiler açısından getirilen kısıtlılığın ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş, sanık hakkında kurulan hükme yönelik aleyhe temyiz bulunmadığından CMUK.nun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 12.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.