Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6339 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3278 - Esas Yıl 2010
TEBLİĞNAME : 1-B/2010/129655MAHKEMESİ :(SÖKE) Ağır Ceza MahkemesiTARİH VE NO :27/11/2008-137/298SUÇ:Adam öldürmek Kardeşi Ş.. A..'u öldürmekten sanık Ş.. A..'un bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (SÖKE) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27/11/2008 gün ve 137/298 sayılı hüküm resen temyize tabi olmakla beraber Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından da istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı haksız tahrik nedeninin varlığı ve takdiri indirim nedenlerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, bozmaya uyularak verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin, suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Dosya kapsamına göre, kardeş olan sanıkla maktulün, babalarının ölümüyle birlikte kendilerine kalan miras paylarından dolayı anlaşmazlığa düştükleri ve husumetli oldukları, olay günü, sanığın oğlu tanık Cansu’yla birlikte maktulün arazisinin bitişiğindeki tarlada hayvanlarını otlattığı, hayvanların maktulün arazisine zarar vermemesi için sanığın sınırda beklediği bir sırada, maktulün olay yerine gelerek başlattığı tartışmada sanığa küfrettiği, akabinde tabancasıyla sanığın bacak bölgesine doğru bir el ateş ederek sol femoral arter, ven yaralanmasına ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde sanığı yaraladığı, Cansu’nun önüne geçmesiyle birlikte atışlarına kendiliğinden son verdiği, bu esnada sanığın maktulün eline doğru hamle yapıp tabancasını düşürerek maktulle boğuşmaya başladığı, bu boğuşma sırasında da maktulü bıçaklayarak öldürdüğü olayda,Haksız tahrik nedeniyle, 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nun 29. maddesi ile yapılan uygulama sırasında, mağdurdan sanığa yönelen haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza yerine, yazılı şekilde en üst sınır olan 24 yıl hapis cezasına hükmolunarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, resen de temyize tabi hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 05/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.