Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6247 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5695 - Esas Yıl 2015





Sanık M.. K.. hakkında kurulan hükmü, müdafii temyiz etmemiş ise de, sanığın aşamalarda kendisine zorunlu müdafii atandığından haberi olmadığı anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek, sanıklar A.. K.. ve M.. K..'nın, mağdur A..'yi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan temyiz incelemesinde,A-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık A.. K..'nın, mağdur A..'yi kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliğini tayin, kusurluluğu etkileyen sebeplerden haksız tahrikin nitelik ve derecesi ile takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebep takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, müdafiinin meşru savunmanın varlığına, suçun unsurlarının oluşmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Yasanın TCK'nun 53. maddesindeki iptal edilen bölümleri nazara alındığında, mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK'un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasındaki 5237 sayılı Yasanın TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin ''Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararındaki iptal kararındaki hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 53/1-2-3 maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirlmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,B- Sanık M.. K..'nın, mağdur A..'yi kasten öldürmeye teşşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,CMK'un 188/1. maddesi uyarınca duruşmaya gelmeyen sanık Mehmet müdafiinin duruşmada hazır bulunarak görevini yapmaya zorlanması, bozma ilamına karşı diyeceklerinin sorulması, katılmadığı oturumlardaki bilgi, belge ve işlemlere karşı savunma yapmaya davet edilmesi, gerektiğinde CMK’nun 150/3. maddesi uyarınca yeniden zorunlu bir müdafii görevlendirilmesi yoluna gidilerek savunmada oluşan boşluk ve kısıtlılığın giderilmesi gerektiği düşünülmeden müdafiinin hazır bulunmadığı celsede hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Kabule göre de,24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Yasanın TCK'nun 53. maddesindeki iptal edilen hususlarının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK'un 321. madde uyarınca tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.