Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5939 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3871 - Esas Yıl 2010





TEBLİĞNAME : 1-B/2010/143910MAHKEMESİ : (BAKIRKÖY) Onbeşinci Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO :14.02.2007 gün ve 49/50SUÇ :Ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralamak S. D.'ı kasten öldürmekten, A.. K..'ı yaralamaktan sanık N.. A.., B. K.G. ile B.. G..'ı bıçakla yaralamaktan sanık B.. E..'un yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (BAKIRKÖY) Onbeşinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.02.2007 gün ve 49/50 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı, sanıklar ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş, müdahil vekili duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA I. Müdahilin yasal yetkisi bulunmadığından vekilinin duruşmalı inceleme isteğinin CMUK 318. Maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. II.1- Sanık Nihat yönünden, Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Nihat’ın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde “kastı aşan öldürme” suçunun niteliği tayin, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafi ile müdahil vekilinin bir sebebe dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak, Dosya kapsamına göre, sanık Nihat’ın kız arkadaşıyla birlikte gezerken kendilerini rahatsız eden grubu bulmak amacıyla yanına arkadaşları sanık Barış, maktul Sercan ve tanık M. A.’ı da alarak mağdurlar Aytekin, Birkan, B. K. ve M.. D..’ın bulunduğu parka geldikleri, mağdurların sanık Nihat’ı taciz eden kişiler olduklarını düşünen Barış’ın mağdurların yanına yaklaşıp döner bıçağını çekerek kavgayı başlattığı, geceleyin meydana gelen kavga sırasında Nihat’ın da bıçağını çekerek karanlık ortamda karşı gruptan sandığı arkadaşı Sercan’ı, batında göbeğin 10 cm.altında ve 1,5 cm. sağ yandan bir kez, mağdur Aytekin’i de doğrudan hayati önemi olan göğüs bölgesinden iki kez bıçakladığı, sanıklar Nihat, Barış’ın acilen hastaneye götürdükleri Sercan’ın karaciğer yaralanmasına bağlı iç kanama sonucu hayatını kaybettiği, Aytekin’in ise göğüs içi kanama sonucu hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, kaçması nedeniyle sanığın eylemini tamamlayamadığı olayda, a) “Öldürme” suçuyla ilgili olarak, Maktulden sanığa yönelen haksız bir söz ya da davranış bulunmadığı halde, sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, b) Mağdur Aytekin’e yönelik eylemle ilgili olarak,aa) Hedef alınan vücut bölgesinin hayati önem taşıması, darbe sayısı, yaraların niteliği, engel halin varlığı dikkate alındığında, öldürme kastının eyleme bağlı olarak ortaya çıktığı anlaşıldığı halde öldürmeye teşebbüs suçu yerine, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması, bb) Mağdurun, sanığı ve kız arkadaşını taciz eden kişilerin grubunda olduğuna dair deliller karar yerinde tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle ve denetime elverişsiz şekilde haksız tahrik hükmünün uygulanması, c) 5237 sayılı TCK nun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanık hakkında velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın 53/3 fıkrası uyarınca şartla tahliye tarihine kadar geçerli olduğunun düşünülmemesi, 2- Sanık Barış yönünden, Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi uyarınca değiştirilen 5271 sayılı CMK nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında, ceza miktarının üst sınırının 2 yıla çıkartılması, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarla ilgili sınırlandırmanın da kaldırılması nedeniyle yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri, müdahil vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceden farklı olarak BOZULMASINA, sanık Nihat'ın, "öldürmeye teşebbüs" suçuna yönelik CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının korunmasına 21.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.