Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5869 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1498 - Esas Yıl 2015





1) Katılan vekillerinin duruşmalı inceleme isteme ve 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hükmü temyiz etme hak ve yetkileri bulunmadığından, bu istemlerinin CMUK'nun 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.2) Toplanan deliller, karar yerinde incelenip, sanık İ.. B..'ın maktul E.. D..'ı kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçlarının sübutu kabul, 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçu yönünden oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, kasten öldürme suçu yönünden tahrik ve her iki suç yönünden takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma ve düzeltme sebepleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede haksız tahrikte indirim derecesine, 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hükmün seçenek yaptırıma çevrilmesi gerektiğine, katılan vekillerinin eksik incelemeye, ceza miktarına, takdiri indirim hükmünün uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,A) Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçu yönünden kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK'nun 53/1-2-3 maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle (DÜZELTİLEN), hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), B) Sanık hakkında maktul E..'e yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükümle ilgili olarak incelemede ise; Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanık İ.. ile Ö.. B...'ın resmi nikahlı evli oldukları, bu evlilikten 1 çocuklarının bulunduğu, aralarında yaşanan anlaşmazlıklar sonucu boşanmaya karar verdikleri ve ayrı yaşamaya başladıkları, Ö..'in bu süre içinde Eskişehir ilinde daha önceden tanıdığı maktul E.. D..'la ilişki kurup birlikte yaşamaya başladığı, bu beraberlikten olan ikiz çocuklarını nüfusta sanığın üzerine kaydettirdikleri, bu durumu öğrenen sanığın Eskişehir iline gelerek araç kiralayıp takipte bulunduğu, olaydan iki gün önce yanına aldığı ruhsatsız tabancası ile Polatlı'dan tekrar Eskişehir'e geldiği, araç kiraladığı, bir kadın çarşafı ve kadın çantası temin ettiği, ellerine de eldiven giyerek, Ö.. ve maktulün geçeceğini bildiği noktada beklemeye başladığı, bir süre sonra maktulün geldiğini görünce ateş ettiği, yere düşen maktulün yanına gidip yakın mesafeden birkaç el daha ateş etmek suretiyle öldürdüğü anlaşılan olayda; a) Öldürme fiilini işlemek için plan yapan, ruhsal dinginliğe varmasına rağmen caymayarak ısrarla, sebat içinde suçu işleyen sanığın eyleminde tasarlama unsurunun oluştuğu ve TCK'nın 82/1-a maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu kasten öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,b) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden resen de temyize tabi hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.