Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5041 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1444 - Esas Yıl 2010





TEBLİĞNAME : 1-B/2010/37599 MAHKEMESİ : (MERSİN) İkinci Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ VE NO : 25.12.2009 - 157/482 SUÇ : Adam öldürmek Adam öldürmek suçundan sanık olarak (Mersin) Birinci Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılanması sonunda, beraatine karar verilen İbrahim Şimşek'in tutuklu kaldığı günler için 466 sayılı Yasa uyarınca vaki tazminat isteği üzerine (MERSİN) İkinci Ağır Ceza Mahkemesince yapılan incelemede; dosyada miktarı yazılı maddi-manevi tazminatın davalı hazineden alınarak adı geçen davacıya ödenmesine dair ittihaz olunan 25.12.2009 gün ve 157/482 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı hazine vekili ile davacı vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1-a) Mersin 1. Ağır Mahkemesi’nin 2005/109 esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılanan ve 30.03.2006 tarihinde beraat eden sanığa, sözü edilen kararın tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise ne zaman tebliğ edildiği ve buna göre tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığı araştırılmadan, eksik incelemeyle hüküm kurulması, b) 25.03.2005 tarihli vekaletnamenin beraatle sonuçlanan ceza davası için verildiğinin anlaşılması karşısında, 466 sayılı Yasanın 3. maddesi hükmü de nazara alınarak davacı dinlendikten ve avukatlık sözleşmesinin devam edip etmediği belirlendikten sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Kabule göre de; a) Tutuklama tarihlerindeki asgari ücretin ne miktar olduğunun Bölge Çalışma Müdürlüğünden sorulup belirlenmesinden sonra, brüt asgari ücretten yasal kesinti ve vergiler düşülüp, davacının varsa resmi bayram ve tatil günleri çalışıp çalışmadığı da araştırıldıktan sonra, bilirkişiden rapor aldırılması yerine, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak alınan rapor esas alınarak hüküm kurulması, b) Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde; haksız tutuklama nedeniyle hükmedilecek maddi ve manevi tazminatlara, haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren faiz yürütülmesini istediği halde yasal faize hükmedilmemesi, c) Davacı vekilinin, davacının ceza davasında ödediği vekalet ücretini de talep ettiği anlaşılmakla serbest meslek makbuzu ile delillendirmesi halinde; ceza davasının karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen maktu vekalet ücretinin maddi tazminat olarak hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı olup, davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA) 30.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.