Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4970 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2990 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 1 - 2012/239188MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ VE NO : 28/05/2012, 2011/428 (E) ve 2012/218 (K)SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs TÜRK MİLLETİ ADINA Temyiz kapsamına göre; sanık Hakim'in mağdur Harun'a yönelik eylemi ile sanık Nazım'ın mağdur Hakim'e yönelik eylemine yönelik yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı nedenin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre, bozmaya uyularak verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak; 1- Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık aileleri arasında kanalizasyon meselesi nedeniyle çok sayıda kişi arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, sanık Hakim'in mağdur Harun'u bıçakla, sanık Nazım'ın da mağdur Hakim'i kafasına taşla vurmak suretiyle yaşamsal tehlike geçirecek nitelikte yaraladıkları olayda, aniden gelişen ve hareketli kavga ortamında sanıkların yaşamsal bölgeleri özellikle hedef aldıklarına ilişkin delil bulunmaması, ciddi bir engel olmadığı halde eylemlerine kendiliğinden son vermeleri ve taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumet bulunmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanıkların ortaya çıkan kasıtlarının öldürmeye yönelik olmadığı, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre yaralama suçundan teşdiden cezalandırılmaları gerektiği halde, suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, 2- Tarafların birbirini suçladığı olayda, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı tespit edilemediğinden, sanıklar lehine asgari oranda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle fazla ceza tayini, 3- Kabule göre de; Sanıkların mağdurları doktor raporlarında belirtildiği şekilde yaşamsal tehlike geçirecek nitelikte yaraladıkları olayda; mağdurlardaki yaralanma sonucu meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alındığında, teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören TCK.nun 35. maddesinin uygulanması sırasında, alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza tayin edilmesi gerekirken, hiç isabet yokmuş gibi yazılı şekilde 9 yıl hapis cezası verilmesi suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 17/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.